Hamasi davalar-Yalın gerçekler
"Muammer” rumuzlu bir Karar okuru, Akif Beki’nin 31 Ağustos 2023’teki yazısına bir yorum yazmıştı. Yorum bana hem çok içten ve sıcak hem de çok gerçekçi geldi. “Muammer”, ülkemizin din...
"Muammer” rumuzlu bir Karar okuru, Akif Beki’nin 31 Ağustos 2023’teki yazısına bir yorum yazmıştı. Yorum bana hem çok içten ve sıcak hem de çok gerçekçi geldi. “Muammer”, ülkemizin din ağırlıklı hamasi atmosferiyle üstü örtülen gerçekleri sade bir dille şöyle ifade ediyordu:
“Ben BİREY olarak şuna bakarım: Benim ve ailemin ve en yakın çevremden en uzağa hayatımız güven içinde mi? Refah içinde mi? (Geleceğe dair) beklentiler olumlu mu? Gelecek ile ilgili umudum, heyecanım var mı? Yoksa, bana ne, birilerinin dava kılıflı siyasi ikbal peşindeki mücadelesinden! Beni kimin yönettiği değil, nasıl yönettiği önemli.”
Her birimiz şimdiye kadar, din-iman, vatan-millet edebiyatı yapacağımıza, birer “BİREY olarak” Muammer’in istediklerini isteseydik, bu sesi bir kültür haline getirseydik, dinimiz-imanımız da, vatanımız-milletimiz de daha güçlü ve itibarlı olurdu. Üstelik bugün yaşadığımız, çoğunda dünyada ilk sıralarda olduğumuz ekonomik, siyasi, hukuki sorunları da bu kadar yıkıcı yaşamazdık. Hatta onların kaçılmaz sonuçları olan toplumsal, ahlâkî ve dinî sorunları da böylesine derinden yaşamazdık. Bunu İmam Mâverdî ta bin sene önce söylemişti. Şöyle...