İslâm düşüncesinin kısa hikâyesi
Kanaatimce İslâm dünyasının son asırlardaki ana meselesi, meselelerin meselesi düşünce kısırlığıdır. Oysa tarihte bir İslâm düşüncesi vardı. Dünya ölçeğinde...
Kanaatimce İslâm dünyasının son asırlardaki ana meselesi, meselelerin meselesi düşünce kısırlığıdır. Oysa tarihte bir İslâm düşüncesi vardı. Dünya ölçeğinde düşünürler yetiştiren, teoriler geliştiren, tartışmalara katılan, yeni tartışmalar üreten, medeniyet inşa eden ve dünya medeniyetleri üzerinde etkiler yapmış bulunan bir İslâm düşüncesi vardı. Öncelikle Kur’an böyle bir düşüncenin başlatıcısıdır. Tanrı anlayışı, evren yorumu, Tanrı-insan ilişkisi, insan-insan ve insan-tabiat ilişkisi Kur’ân-ı Kerîm’in ana konularındandır. Kur’an; akletmeye, ilme, tefekküre, hikmete, nazar, tedebbür ve itibara, kısaca her alanda aklı kullanmaya yaptığı vurgularla düşünce konusunda Müslümanları yüreklendirdi ve bu sayede onlar, dünya düşünce tarihinde görülmemiş bir süratle cehalet devrinden uygarlık devrine sıçradılar. Bir yüzyıl gibi kısa bir sürede İslâm ümmeti kapsamlı bir bilgi ve düşünce hareketini başlattı; varlığı, insanı, evreni yorumlayan, anlamlandıran, bilim üreten; insanlığa problemlerini aşmada çözümler öneren bir düşünce hareketi ortaya çıkardı. Bu hareket içerisinde felsefenin temel disiplinleri yanında, kelâm, ahlâk, tasavvuf, hukuk, siyaset gibi İslâmî düşünce alanları da bulunuyordu. *** İslâm dünyasındaki bu büyük atılım ne zaman ve neden durgunlaştı? Bu hususta farklı görüşler var. Mesela R.