Oruç tutmanın iki mükâfatı
RAMAZAN YAZILARIİmam Gazâlî, prensip olarak ahirette şefaat edileceğini kabul etmekle birlikte, bunun için bireysel olarak kendimizi şefaate layık görülecek bir mertebeye yükseltmemiz gerektiğini söyler. Oruç tutmanın...
RAMAZAN YAZILARI
İmam Gazâlî, prensip olarak ahirette şefaat edileceğini kabul etmekle birlikte, bunun için bireysel olarak kendimizi şefaate layık görülecek bir mertebeye yükseltmemiz gerektiğini söyler. Oruç tutmanın fizyolojik ve psikolojik zorluğu da kolaylığı da tamamen bizim niyetimizin kesinlik derecesine bağlıdır. “Oruca dayanamam” diyen sağlıklı Müslüman kardeşlerim hiç korkmasınlar, oruçlarına başlasınlar. Peygamberimiz şöyle buyurmuşlardı: “Oruçlunun iki sevinç anı vardır. Biri iftar ettiği zaman, diğeri Rabbine kavuşup da orucunun mükâfatını aldığı zaman.”
İslam’ın çok önemli bir ilkesini hatırlatarak başlayalım: “Dinde zorlama yoktur” (ayet). Dindarlık ve dinî sorumluluklar bireyseldir. Kur’ân-ı Kerîm’de bu ilkeye dair pek çok ayet var. Birkaçı şöyledir:
“...Her insanın yaptığının sonucu kendisine aittir. Hiç kimse başkasının günah yükünü yüklenmez. Sonunda dönüşünüz Rabbinizedir…” (En‘âm 6/164).
“Kim doğru yolu seçerse kendi iyiliği için seçmiştir, kim de saparsa kendi zararına sapmış olur. Hiç kimse başkasının günah yükünü yüklenmez…” (İsrâ 17/15).
“Hiç kimse başkasının...