Suriye’deki devrimin hatırlattıkları

Geçmiş çağların hayat akışı sade ve durağandı; yönetenlerle yönetilenler arasındaki ilişkiler şimdiki kadar yoğun değildi. O nedenle asırlar boyunca yönetimlerin keyfiliğine de...

Geçmiş çağların hayat akışı sade ve durağandı; yönetenlerle yönetilenler arasındaki ilişkiler şimdiki kadar yoğun değildi. O nedenle asırlar boyunca yönetimlerin keyfiliğine de katlanılabilmişti. Fakat 16-17. yüzyıllarda başlayan ve giderek hızlanan değişim ve dönüşümler, sadece insanların maddi alışkanlıklarını etkilemedi; zihin dünyalarını, insan ilişkilerini, bu ilişkilerin biçimini ve yoğunluğunu, bunlarla ilgili değer algılarını da değişim sürecine soktu.

Bu gerçek Batı’da ortaya çıktı; ağırlıklı olarak düşünür ve entelektüellerin büyük gayretleriyle Batı toplumlarını da dönüştürdü. Her ne kadar yaklaşık 18. yüzyılın sonlarından itibaren Batı’yı izlemeye çalışan bazı Müslüman devlet adamları ve aydınlarda da bir değişim arzusu ve iradesi belirse de, önemli ölçüde ulema çoğunluğunun direnişi ve onların Müslüman toplumlar üzerindeki büyük etkisi yüzünden- bu değişim ve yenileşme iradesi Müslüman toplumlarda bir karşılık bulmadı. Oysa hiçbir değişim ve yenileşme fikri, toplumsal bir iradeye dönüşmedikçe fiilen gerçeklik ve süreklilik kazanamazdı; bunu, Müslüman dünyada iki yüz küsur yıldır yaşananlardan açıkça gördük.

Despotik ve kapalı rejimler, çok güçlü...

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Teolojide ‘Alçakgönüllü tutum’ 18 Aralık 2024 | 49 Okunma Suriye’deki devrimin hatırlattıkları 11 Aralık 2024 | 161 Okunma Kur’an’da iyi insan, iyi toplum, iyi yönetim 04 Aralık 2024 | 284 Okunma İktidar hırsı + dar kafalılık + tembellik = ? 27 Kasım 2024 | 545 Okunma Geçmişi doğru okuyup yolumuza ışık yapmak 20 Kasım 2024 | 161 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar