Ulema hegemonyası
Öncelikle belirteyim ki, dinimizin ve temel dinî kaynaklarımızın doğru anlaşılıp uygulanmasında ta Sahabeden başlayarak eslâfın, mezhep âlimleriyle öğrencileri ve izleyicilerinin, kısaca geçmiş ulemanın büyük emeği ve katkıları olmuştur.
İslam medeniyeti onların sayesinde kuruldu ve yükseldi. Bugün de bizde ve diğer İslam toplumlarında öyle din âlimleri bulunuyor. Bir toplumun hukukçulara, hekimlere, ekonomistlere, siyaset bilimcilere ve benzerlerine olduğu gibi din âlimlerine de ihtiyacı var.
Bunu bir kenara not edelim. Ama madalyonun bir de öteki yüzü var.
***
Eski devirlerde bireysel ve toplumsal hayatı önemli ölçüde din âlimlerinin ürettiği bilgiler yönetirdi. Hıristiyan dünyada da –Cemil Meriç’in ifadesiyle- “Şato kiliseye dayanıyordu, kilise nassa.” Fakat son yüzyıllarda modern bilimlerin gelişmeye başlamasıyla birlikte bağımsız ilim dalları doğmaya başladı, her branşın uzmanları yetişti. Bazı ülkelerde branşlaşmanın faydası deneysel olarak görülünce eğitim ve öğretimde uzmanlaşmaya daha da önem verildi.