Ulema ve Sûfiyyenin zihninde ‘Mehdî’
Peygamberimiz Hz. Muhammed (a.s.) İslam’ın kurucu kimliğidir (üsve-i hasene). Onun sözleri ve eylemleri her devirde bütün Müslümanlar için yol gösterici olmuştur; öyle de olması gerekir. Onun Sünneti...
Peygamberimiz Hz. Muhammed (a.s.) İslam’ın kurucu kimliğidir (üsve-i hasene). Onun sözleri ve eylemleri her devirde bütün Müslümanlar için yol gösterici olmuştur; öyle de olması gerekir. Onun Sünneti, dinî-ahlâkî anlayış ve eylemlerimizi oluşturmada vazgeçilmez rehberimizdir.
Fakat başka konularda olduğu gibi mehdî, Mesih, Deccal gibi konularda da yanlış inanç ve eylemlerden korunmalıyız. Bunun için de Peygamberimize nispet edilerek kaynaklara girmiş rivayetleri –günümüzde son derece gelişmiş bulunan araştırma imkânlarını da kullanarak- hem senet hem de metinleri yönünden yeni baştan tahkik etmeye mecburuz. (Mesela İbn Haldûn (ö.1406), o dönem şartlarında mehdî rivayetlerini incelemiş, bunların ırkçılık ve grupçuluk (tâifiyye) ürünü olarak üretildiği ve hiçbirinin güvenilir olmadığı sonucuna varmıştır (Mukaddime, Beyrut 1402/1982, s. 311-330).
Önceki yazımda, Kur’ân-ı Kerîm’in verdiği bilgilerle de karşılaştırarak mehdî rivayetlerinin...