Allah’ın dini tekelleştirilemez

İslâm her çağda ve her mekânda tatbiki mümkün olan bir dindir. İslâm zamana ve mekâna uymaya mecbur değildir. Ama bütün zamanlar ve mekânlar İslâm’a uymaya mecburdurlar. İslâm’ı...

İslâm her çağda ve her mekânda tatbiki mümkün olan bir dindir. İslâm zamana ve mekâna uymaya mecbur değildir. Ama bütün zamanlar ve mekânlar İslâm’a uymaya mecburdurlar. İslâm’ı zamana ve mekân’a mahkûm ettiğiniz andan itibaren modern hurafelerin emrinde olursunuz. Türkiye’de dinî-ahlâkî alanda katı olan ne varsa hemen hepsini buharlaştırma işinin bizzat Müslümanlık adına konuşanlar marifetiyle gerçekleştiriliyor olması, kâfirlerin saldırılarından daha çok acı veriyor. Prof. Dr. Süleyman Hayri Bolay’ın Yeni Şafak Gazetesinde yer alan  “Nevzuhur Bazı İlahiyatçı Sahte Tanrılar” başlıklı makalesi modern hurafelerin din üzerinden nasıl pazarlandığını bize göstermektedir. Özetle der ki: “Allah’ın kitabı asırların anlayışlarına göre değiştirilecekse o zaman ilâhî din diye bir şey kalır mı?. O dinin sağlam ve sabit mü’minleri olur mu? Her devirde birilerinin aklına göre uydurma metinler âyetlerin yerine geçecekse, her yeni gelen öncekinin uydurmalarını beğenmeyip, yenilerini ekleyeceklerse orada kutsallık ve ilâhîlik kalır mı?.”

Türkiye’de İlahiyat Fakülteleri, modern hurafe üretme fabrikalarına dönüşmüşlerdir. Bakınız Marmara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Köse, 15 Temmuz’da sokağa çıkan vatandaşların din adına değil de demokrasi adına çıktığını ileri sürdü. Ali Köse bu yorumunun ardından akla ziyan bir açıklama ile İslâm düşmanlarını aratmayacak sözler sarf etti. Ali Köse yaptığı konuşmanın devamında  ‹Allahu Ekber sesi demokrasi sesini bastırmamalı’ dedi. Demokrasinin sesini Allahû Ekber sesinin fevkinde gören bir dekanın sevkü idare ettiği bir ilahiyattan modern hurafelerden başka ne beklersiniz? Allah’ın hükmünü ve hâkimiyetini dışlayan her söylem ve eylem hangi rütbe ve unvanla ve hangi makamda seslendirilirse seslendirilsin modern hurafenin ta kendisidir.

Şimdi insaflı bir şekilde düşünelim Demokrasinin sesini Allahu Ekber sesinin fevkine çıkarmaya çalışan bu ilahiyatçılar mı içtihadda bulunacaklar? Dinin devletini değil, devletin dinini anlatacak şehre müftü verildi, minbere, mihraba imam. Artık Allah’ın dinini değiştirme devridir vakit tamam. Bundan böyle ilahiyat fakültelerinden yetişmiş müçtehid(!)lerin eliyle gerçekleştirilecek dinde katliam!

Hilafetin ilgasından bu yana İslâm’ın sabiteleriyle değişkenleri birbirine karıştı. İslâm’ın Kitap, Sünnet, İcma-i Ümmet, Kıyas-ı Fukaha, Maslahat, İstihsan Zerai’ gibi deliller sistemini kabul etmeyenler, delillerden sayılırlar. Onların din hakkında söylediklerine itibar edilmez.

İman zanni değil, katidir. İmanın altı esası vardır bunlar kıyamete kadar bakidir. İçtihad üzerine bina edilmiş iman seyyardır. Mevsimden mevsime değişir. Sahâbelerin ve müçtehid imamların içtihadları değişti ama imanları hiç değişmedi. Sahâbelerden ve müçtehid imamlardan kader münkirleri çıkmadı.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
İslâm vatanda vatanımızdır 20 Kasım 2024 | 60 Okunma Kudüs hür değilse dünya tutsaktır 13 Kasım 2024 | 68 Okunma İslâm ne diyorsa onu yapacağız 06 Kasım 2024 | 178 Okunma Müslümanların bütünlüğü farzdır 30 Ekim 2024 | 178 Okunma Siyonist İsrail’e düşman olmayan insan değildir 23 Ekim 2024 | 71 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar