İmansız tahrikler tahrip içerir
İslâm’ı ve Müslümanları tahrif, tahrip ve tahkir etmeyi gaye edinmişlerin sermayeleri imansız tahriklerdir. Tahrip takipçileri, imansız tahriklerin işçileridir. Düşmanın tahriklerini kendilerine strateji...
İslâm’ı ve Müslümanları tahrif, tahrip ve tahkir etmeyi gaye edinmişlerin sermayeleri imansız tahriklerdir. Tahrip takipçileri, imansız tahriklerin işçileridir.
Düşmanın tahriklerini kendilerine strateji haline getirmiş olan Müslümanlar, hafif meşrebliğe kurban gitmeye mahkûmdurlar. Küresel küfür cephesinin en önemli arzusu, Müslümanları erken meydanlara çekerek figüranlaştırmaktır. Rabbimiz Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)’den üzerinden uyarıyor:
“Sabret/Diren. Şüphesiz, Allah’ın va’di gerçektir. Kesin imana sahip olmayanlar sakın seni hafifleştirmesin.” (Rum suresi/ 60)
Her Müslüman imanı miktarınca ağırdır. Çünkü iman, Müslümana düşmanında bulunmayan bir heybet kazandırır. Hafif meşreplik, iman heybetinin düşmanıdır. Düşman karşısındaki ağırlıklarını kaybedip hafif meşrep hale gelen Müslümanlar, imanlarının emriyle değil, düşmanlarının tahrikleriyle harekete geçenlerdir.
Kâfir ile aynı kefede kalanlar, kalmak için özel çaba sarf edenler, imanları küf bağlamış olanlardır. Küflü imanlarla küfrî güçler püskürtülemez.
Allah için birlikte yola çıkanlar, yolda birbirlerine tekme atarlarsa, birbirlerini satarlarsa, dinlerine ve din kardeşlerine en büyük ihaneti etmiş olurlar. Asrımızda tuğyanın zirve yaptığı bir coğrafyadayız. Tufanın kopması mukadder olup an meselesidir. Tufan kopmadan önce tıpkı Nuh (as) gibi gemilerini yapanlarımız var. Gemilerimiz var köpükte okyanus arıyorlar. Bu gemiciklerimize binenler, bir dağın bir kuyuya tohum ektiği yerde birbirlerini unutuyorlar!