İnsanlığın değer kaybına uğraması
Hayatta hayal kırıklığını ve gönül yorgunluğunu peşinen kabul etmeyenler, insan yükünü taşıyamazlar. İnsan hayatta en ağır yüktür. Onu taşıyanlar hayal kırıklığına...
Hayatta hayal kırıklığını ve gönül yorgunluğunu peşinen kabul etmeyenler, insan yükünü taşıyamazlar. İnsan hayatta en ağır yüktür. Onu taşıyanlar hayal kırıklığına ve gönül yorgunluğuna yenik düşmeyenlerdir.
İnsanların hidayeti için çalışırken Kâbe’nin eteklerinden Allah’ı bulamayan Ebu Cehil’i, Firavun’un Sarayından Allah’ı bulan Asiye annemizi unutmayacaksın... Özendiğin, bakımını yaptığın tohumun tutmaması ama ağzındaki tohumu yere bırakan kuşun, tohumunun tutmasından ibret alacaksın.Âlem Âdem’in, Âdem’de Âlemin içindedir. İnsan bedeni kişinin kendisini tanımaya yeterli delil olan bir âlemdir. Bununla kişinin Allah’ı tanıması daha kolay olur. Âleme bir numune, bir örnek olan insan bedeni çok şerefli bir varlık olup, yer ve gök yerinde bulunur ki bu da cihan adını verdiğimiz dünyadır. Ay ve seneye örnektir ki, bu da zamandır. Şehire örnektir ki, bu da mekândır.
Yaparken yıkan, severken öldüren kaba kuvvete tutunanlar, insanların hidayete gelmelerine engeldirler. İslâm, insan ayırmayan, insanı köleleştirmeyen, insanı aşağılamamayı emreden, insanı yücelten bir dindir. Kur’ân’da birçok âyetin “Ey insanlar” diye başlaması bunun açık delilidir.
İnsan, insan olduğunu unutunca kendisi gibi insan olanları üzer. Hatta elinden gelse hem cinsi olan insanın derisini yüzer. İnsanın mükerrem varlık olduğunu unutan insanın gülüşleri gülmek değil gülmece. İnsan yegâne halikı olan Allah’a teslim olmadıkça çözülmez bilmece!
İnsan olup da insanlara düşman olanların maskelidir yüzleri. Kendilerini dinleyince tatlı gelir sözleri. Onların dünya malı bürümüştür gözleri. Tıpkı Firavun gibi yeryüzünde silinmiyor izleri.