Kibir fedaileri
Hakikatin elden kaçtığı bir dünyanın sakinleriyiz. Hakikatin peşine düşenlerin değil, batılın ardında koşanların çoğaldığı günleri yaşıyoruz.Ehl-i batıl’ın...
Hakikatin elden kaçtığı bir dünyanın sakinleriyiz. Hakikatin peşine düşenlerin değil, batılın ardında koşanların çoğaldığı günleri yaşıyoruz.
Ehl-i batıl’ın konuşması, susmaması, konuşmaları gerekirken konuşmayan Ehl-i Hakk’ın susmasındandır. Ehl-i Hak, haksızlıklar, yanlışlar karşısında susmayıp konuşursa, Ehl-i batıl’a konuşma imkânı kalmaz.
Lamii-zâde’nin Latifeleri’ndendir:
Divane’nin biri karısına demiş ki:
Şu bizim komşumuz Çulha Mehmed’in adı neydi?
-Mehmet diyorsun ya!..
-Yok, yok san’atı nedir desem gerektir?
-Çulha diyordun ya!..
-Yok, yok hangi mahallede oturur desem gerekti.
-Komşu diyorsun ya!..
Bunun üzerine bizim Divane demiş ki:
-Şu kadın beni hiç konuşturmayacak!..
Dalkavuk, zalimleri görünce kulluk etmeye alışmıştır. Aşağılık insanlara kıymetin verildiği yerlerde alçaklık başlamıştır. “Büyüklere tazim etmen alçaklık değildir, esas alçaklık, (aşağılık (insan)lara kıymet vermendir.” Yaşadığımız dünyanın adını ne koyarsak koyalım, bu çağın insanı, geçmiş çağlarda sadece belli, sınırlı bir grubun yakalandığı Narsisizm illetine bütünüyle yakalanmıştır. Şeytanî bir dünya tasavvuru şekillendirilmiş ve geçmişte eli kalem tutanların, okumuş yazmışların, âlimlerin yakalandığı bu illet, Müslüman toplumların insanlarını bile bugün hasta etmiştir. Hayırsever Müslümanlar, cüzdanlarının ağzını sonuna kadar açan Müslümanlar şunu çok bilmelidirler ki; kendilerinin yardımları ve katkıları sayesinde toplumda firavunluğa, nemrutluğa yeltenen öyle hocalar, öyle şeyhler ve liderler yetiştirmektedirler ki; asla kendilerinden başka Müslüman tanımıyorlar. İslâm’ı kendi tekellerinde görüyorlar. İslâm’a hizmet adına egemenlik ihtiraslarını tatmin ediyorlar. Hataları kendilerine hatırlatıldığında asla kabule yanaşmıyorlar.