Kıymetimiz kametimizden gelir
Müslümanlar olarak bir kıymet ve kamet ümmetiyiz. Kıymetimiz kametimizden, kametimiz de dinimizden gelir. Kişinin kıymeti, himmetine göredir. Neyi dert edinirseniz derdiniz o olur. Müslüman olup da ümmetin derdi kadar derdi olmayanın...
Müslümanlar olarak bir kıymet ve kamet ümmetiyiz. Kıymetimiz kametimizden, kametimiz de dinimizden gelir. Kişinin kıymeti, himmetine göredir. Neyi dert edinirseniz derdiniz o olur. Müslüman olup da ümmetin derdi kadar derdi olmayanın dermana ihtiyacı vardır.
Allah’ın indirdiği din ikame edilmeden kıymetten bahsedilemez. Müslüman olarak dinimizi ikame ettiğimiz miktarınca kıymetliyiz. Allah’ın indirdiği dini ikame etmeyenin dinde kıymeti olmaz. Rabbimiz uyarıyor:
“Ey Peygamber! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan, O’nun verdiği peygamberlik görevini yerine getirmemiş olursun. Allah, seni insanlardan korur. Şüphesiz Allah, kâfirler topluluğunu hidayete erdirmeyecektir.
De ki: “Ey Kitap ehli! Tevrat’ı, İncil’i ve Rabbinizden size indirileni (Kur’an’ı) ikame etmedikçe/uygulamadıkça hiçbir şey üzere değilsiniz.” Andolsun ki sana Rabbinden indirilen bu Kur’an, onlardan çoğunun taşkınlık ve küfrünü artıracaktır. Öyle ise o kâfirler toplumu için üzülme. “ (Maide Sûresi/ 67-68)
Dikkat edilirse, ehl-i iman dinini ikame etmekle imtihan olunmaktadır. İkame-i din imtihanı, sahih imanın bir neticesidir. Çünkü iman, bir imtihanlar yumağıdır. İkame-i din imtihanı, mü’minlerin hayat gıdasıdır. Elmas, kömürün çilesi, inci, midyenin gözyaşıdır. Çocuk, annenin sancısı; meyve ağacın çocuğudur. Her Müslümanın mensubu olduğu İslâm dinini ikâme etmesi, dini vecibelerini gerektiği gibi yerine getirmesi farzı ayndır. Dinin ikâme edilmesinden (dosdoğru tutulmasından) ve dini ikâme ederken onda ayrılığa düşülmemesinden her Müslüman mesuldür. Dinin ikâme edilmesinin farz olduğu, dinde ayrılığa düşülmesinin haram olduğu kesinlik ifade eden naslarla sabittir. Tedricilik göstermeden, görüş beyan etmeden, ayrılığa düşülmeden dini ikâme etmek, gerektiği gibi dosdoğru tutmak, kitap (Kur’an-ı Kerim), sünnet (fiili, kavlî ve takriri hadisi şerif), icmaı sahabe ve kıyas’ı fukaha ile tespit edilmiştir. Dinin ikâme edilmesinin farz olduğunu bildiren naslardan birisi de Rabbimizin şu ayet-i kerimesidir:
“Allah Nuh’a buyurduğu şeyleri size de din olarak buyurmuştu. Ey Muhammed! Sana vahyettik; İbrahim’e, Musa’ya ve İsa’ya da buyurduk ki: “Dine bağlı kalın, onda ayrılığa düşmeyin. “Putperestleri çağırdığın şey onların gözünde büyümektedir. Allah dilediğini kendine seçer, kendisine yöneleni de doğru yola eriştirir.” (Şura Sûresi/ 13)