Maneviyat psikolojisini inkâr eden mürteciler
Müslümanlar olarak bizi yutan, uyutan, bizi bizden, bizim kavramlarımızdan, anlam haritalarımızdan, hakikat dünyamızdan, ruhumuzdan uzaklaştıran söylem ve eylemler, ruhumuza geçirilmek istenen kelepçelerdir.Nebiler...
Müslümanlar olarak bizi yutan, uyutan, bizi bizden, bizim kavramlarımızdan, anlam haritalarımızdan, hakikat dünyamızdan, ruhumuzdan uzaklaştıran söylem ve eylemler, ruhumuza geçirilmek istenen kelepçelerdir.
Nebiler, Sıddıklar, Şehitler, Salihler gönlümüzde, günümüzde ve gündemimizdedirler. İstikbal göklerde değil, köklerimizdedir. Kökten dinsizler, dinimize dil uzatıyorlar.
Maneviyat psikolojisi; karamsarlık çukuruna düşmüş, çıkmaza girmiş dindarları dinin değerleriyle tedavi etmekten ibarettir. İnanmış bir insan için bundan daha tabi ne olabilir.
Müslümanlar olarak dinimizin değerleri, ruhumuzun nuru ve huzurudurlar. Bir insan inandığı dinin değerleriyle ancak mutmain olur. Zelzelenin yani depremin gerçekleştiği bölgelerde depremzedelerin arasında cami imamlarının, vaizlerin, hatiplerin bulunmasından rahatsız olup “imamları, vaizleri acilen buradan uzaklaştırmak gerekir” iddiasında bulunan politikacılar, akademisyenler, “maneviyat psikolojisi”ni inkâr eden bu çağın, bu ülkenin doktoralı, diplomalı hakiki...