Zalimlerle imtihan olunmak
Dünya bir imtihanlar meydanıdır. Bu dünyada mazlum olmak da, zalim olmak da an meselesidir. Zalimlere karşı mücadele edenlerle, zalimlerle beraber olanlar hiç bir olur mu? Rabbimiz zalimlere karşı mazlumların yanında olmamızı...
Dünya bir imtihanlar meydanıdır. Bu dünyada mazlum olmak da, zalim olmak da an meselesidir. Zalimlere karşı mücadele edenlerle, zalimlerle beraber olanlar hiç bir olur mu? Rabbimiz zalimlere karşı mazlumların yanında olmamızı, mazlumları savunmamızı bizden istemektedir.
“Size ne oluyor da, Allah yolunda ve “Ey Rabbimiz! Bizleri halkı zalim olan şu memleketten çıkar, katından bize bir dost ver, bize katından bir yardımcı ver” diye yalvarıp duran müstaz’afin/zayıf ve zavallı erkekler, kadınlar ve çocukların uğrunda savaşa çıkmıyorsunuz?” (Nisa Sûresi/ 75)
Mekke’nin fethinden önce orada kalıp Medine’ye hicret edemeyen Müslümanlar, zalim müşriklerden büyük işkenceler görmüş, cefalar çekmiş ve Allah’a iltica ederek O’ndan yardımcı göndermesini dilemişlerdi. Âyet buna işaret etmekle beraber, dünyanın neresinde olursa olsun, zulüm ve haksızlığa uğramış çaresizlere, Müslümanların yardım etmelerini ve gerekirse onların uğrunda savaşmalarını istemektedir. Mekke’de Müşriklerin zulmü, öyle şiddetli idi ki, daha henüz mükellef olmayan çocuklara bile eziyet ediyorlardı. Bu sebeple müstaz’aflar, masum çocukların duası sayesinde kendilerine Allah’ın rahmetinin inmesini isteyerek, çocuklarını dualarına ortak ediyorlardı. (Zemahşerî, Keşşâf, Beyrut, ts. I, 534)
Müslümanların üzerine fakirlik, güçsüzlük ve kuvvetsizlik yüzünden zayıf düşürülen, çaresizlik içinde bırakılan, kendisine zorbalık uygulanan “müstaz’afin”lere yardım etmek, dini bir vecibedir. Müstaz’afin olanlara yardım etmek, zalimlere karşı çıkmayı, zalimlerle mücadele etmeyi beraberinde getirir. Rabbimiz bizleri zalimler güruhu ile sınamaktadır:
“Onlar da şöyle dediler: «Biz yalnız Allah’a güvenip dayandık. Ey Rabbimiz, bizi o zalimler güruhuna bir fitne (mevzuu) yapma».” (Yunus Sûresi/ 85)