Akıl ve diyaloğun sayısız faydaları
Merakla beklenen ABD Dışişleri Bakanı’nın ziyaretinin ardından şimdi merak konusu Washington yönetiminin Ankara’yı memnun edecek adımlar atıp atmayacağıdır. Özetlemek gerekirse biz ABD’den...
Merakla beklenen ABD Dışişleri Bakanı’nın ziyaretinin ardından şimdi merak konusu Washington yönetiminin Ankara’yı memnun edecek adımlar atıp atmayacağıdır. Özetlemek gerekirse biz ABD’den Menbiç’in YPG’den arındırılması ve ilk elde bu örgütün tümüyle Fırat’ın doğusuna kaydırılmasını istedik. Bu istek ABD yönetimi tarafından çok önceleri Türkiye’ye vaadedilmişti ama ne var ki sahada tatbik edilmesi mümkün olmadı. Olmadığı gibi de Afrin harekatının ardından ikinci büyük askeri hedef olarak açıklandı ve böylelikle Türkiye ile ABD arasında “Osmanlı tokadı”na varan gerilimli süreç yaşandı. Şimdi ise başka bir atmosfere geçilmiş bulunuyor. Kamuoyuna da yansıdığı gibi Tillerson’un temasları iki ülke arasındaki gerilimi büyük ölçüde düşürdü ve hatta epeyidir mümkün görünmeyen birlikte çalışma ihtimali yeniden belirdi. Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan da “Irak, İran, Rusya, ABD ve bazı Avrupa ülkeleriyle geçmişte çeşitli anlaşmazlıklarımız olmuştur. Bunları akılla, diyalogla, konuşmayla çözdük hepimiz kazandık” diyerek hem bu görüşmeye hem de bütün diplomatik ilişkilere alan açan bir açıklama yaptı. *** Türkiye gibi türlü güvenlik problemleriyle yaşayan ve hatta ekonomik ilişkileri için çok taraflılığa ihtiyacı olan bir ülke için doğru ve kazançlı olan yöntemin bu olduğuna şüphe yoktur. Elbette, Tillerson’ın “görüşülebilir veya müzakere edilebilir” dediği hususları kendi yönetimine benimsetme gücü beklendiği kadar mükemmel olmayabilir.