Beka meselesinin bekası
Şimdi pek sık konuşulmaz oldu ama yakın zamana kadar birinci mevzumuz ülkenin derin, acil ve yakın bir beka meselesi olduğuydu. Hemen her politik mesele hızla gelip bu noktaya dayandırılıyordu ve dolayısıyla demokrasi ya da insan...
Şimdi pek sık konuşulmaz oldu ama yakın zamana kadar birinci mevzumuz ülkenin derin, acil ve yakın bir beka meselesi olduğuydu. Hemen her politik mesele hızla gelip bu noktaya dayandırılıyordu ve dolayısıyla demokrasi ya da insan hakları gibi talepler tali olmaya mecbur bırakılıyordu. Madem beka meselesi var, hakkın hukukun lafı mı olurdu… Şimdi de aynı mantık hükümferma elbette ama eskisi kadar heyecanlı değil yahut arzı fazla görünmüyor. Belki de henüz seçim sath-ı mailine girilmiş değil, ondandır. Beka meselesi var, demek yakın bir tehlikeyi, parçalanma ya da bölünme gibi felaket bir sonu ifade eder. Türkiye, elbette bulunduğu coğrafi konum, karşı karşıya bulunduğu terör kaynaklı güvenlik riskleri açısından rahat bir konumda değildir. Güvenlik riski ve beraberinde bunun ekonomik ve diplomatik maliyetleri ortalamanın üzerinde seyretmektedir. Sadece Türkiye’nin karşı karşıya bulunduğu terör problemi değil beraberinde bölge ülkelerinin yaşadığı riskler de bizim için ilave risk üretmektedir. Mesela Suriye, mesela Irak, hatta İran, Körfez ülkeleri ve Yunanistan bile… Bununla birlikte güvenlik riski başka beka meselesi başka birşeydir. Her ülke uluslararası pazarda rekabet halindedir ve gücüyle orantılı olarak avantaj ve dezavantajları vardır; Türkiye de bu kuralın istisnası değildir.