Cumhurbaşkanlığı sistemi...Denetim ve verimlilik
Başkanlık ya da Cumhurbaşkanlığı sistemi üzerindeki çalışmalar meselenin cesametine kıyasla bir parça dar kapsamlı sürüyor. Yine meselenin tabiatı gereği iki partinin ilk uzlaşmasını garanti...
Başkanlık ya da Cumhurbaşkanlığı sistemi üzerindeki çalışmalar meselenin cesametine kıyasla bir parça dar kapsamlı sürüyor. Yine meselenin tabiatı gereği iki partinin ilk uzlaşmasını garanti altına almak için bu gidişin anlaşılabilir bir yanı vardır. AK Parti ile MHP sürpriz sayılabilecek bir zamanlamayla konuya el attığı için, sürecin zarar görmemesini gözetmekte haklılar. Zira bir sistem değişiyor ve bilhassa iktidar partisinin bunu mümkün olan en az hasarla atlatmaya çalışması doğaldır.
Ne var ki yolun bir yerinde nihai paket kamuoyuna açıklandığı zaman bu tartışma yine sürecin tabiatı gereği alevlenecektir. Nereden alevleneceği de bellidir. Cumhurbaşkanı’nın yetkileri artırılırken kendisinin ve sistemin denetiminin güçlenmesi talebi gelecektir. Mevcut durumda, yani parlamenter sistemde denetim rolü bir anlamda Meclis’le Cumhurbaşkanı arasındaki güç dengesiyle temin ediliyor. Bu iki güçlü kurumun etrafında da yüksek yargı kurumları konumlanmış durumdadır.
YENİ SİSTEMİN TEMEL FELSEFESİYeni sistemde icrai fonksiyonlar Cumhurbaşkanı’na aktarılıyor. Başkanlık veya yetkileri artırılmış cumhurbaşkanlığı sistemi bu demektir. Kararları başkanın alması ve icraya bizatihi yetkili olması sistemin temel felsefesidir.
Sisteme itiraz da aynı noktadan geliyor. Yetkiler bir kişide toplanmasın (ki, bu durumda başkanlıktan söz etmek zorlaşır); toplanırsa da denetim güçlü olsun.
Şimdi Türkiye özelinde meseleye bakalım…