Değişiklik değil değişim
Seçim geçti, tekrarı da geçti, bitti; üzerine iki bayram geride kaldı. Bu kadar önemli tarihler geride kalınca, malum alışkanlığımız siyasette hamle ve yenilenme beklemektir. Ki, öyle de oluyor.
Özellikle iktidar partisinin kabineden, parti yönetiminde ve hatta bürokraside bazı kadroları değiştireceği ve böylelikle seçim neticesinin gereğinin yapılacağı tahmin ediliyor. Hatta, bu istikamette mutad olduğu üzere tahminler ve listeler bile yazılıp, çiziliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da mutad olduğu üzere değişiklik beklentilerini ustaca savuşturup süreyi uzatıyor. Kamuoyu ve parti içinden gelen baskılara teslim olmamak gibi bir tarzı hep vardı, şimdi de bunu tatbik ediyor.
Şunu söyleyelim… Erdoğan, meseleye sadece kabine değişikliği parantezinde bakmıyorsa değişikliği erteleyerek isabetli bir yol izliyor. Çünkü değişiklik değil değişim zarureti vardır.
Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu şey, isimlerin gelip gitmesiyle sınırlı bir değişiklik değildir. Kapsamlı, derinlikli ve cesur bir değişimdir. Değişim, temele meselelerin çözümüyle cesaretli bir yüzleşmeyle başlayan ve siyaset etme yönteminin yenilenmesine kadar varan büyük bir paketi ifade etmektedir.