Demokratlardan Cumhuriyetçilere bir Beyaz Saray geleneği
Daha önce de defalarca Erdoğan ile ABD Başkanlarının görüşmeleri oldu. Birçoğunda da iki ülke açısından önemli sayılan konular masadaydı. En başından beri PKK ile mücadele hemen her...
Daha önce de defalarca Erdoğan ile ABD Başkanlarının görüşmeleri oldu. Birçoğunda da iki ülke açısından önemli sayılan konular masadaydı. En başından beri PKK ile mücadele hemen her görüşmenin dosya konularından birisiydi. Türkiye’nin ABD’den bu konudaki talepleri bitmek bilmedi. ABD’nin de bu süreçleri bir şekilde geçiştirme kabiliyeti hiç zayıflamadı. Cumhuriyetçi Başkan Bush’dan Demokrat Başkan Obama’ya, ondan yine Cumhuriyetçi Trump’a kadar bir devlet geleneği olarak devam etti. Sorun masadan bir türlü kalkmadı…
Sadece başkanlar düzeyinde değil, hemen her seviyede bu meselenin konuşulmadığı bir ABD-Türkiye toplantısı olmamıştır. Bilindiği gibi sonuç da alınamamıştır.
***
Dünkü Erdoğan-Trump görüşmesinin ana konusu da PKK ile mücadeleydi. Klasik anlamda PKK ile mücadele değil, Suriye’deki kolu YPG olarak ve üstelik ABD’nin silahla desteklediği yeni haliyle daha büyük bir sorun olarak masadaydı bu konu…
Evet, Türkiye başbakanları, cumhurbaşkanları defalarca bu sorunu ABD Başkanlarıyla görüşmüşlerdi ama ilk kez bu sefer Erdoğan meselenin artık “Çözüm olmazsa, başımızın çaresine bakacak” seviyeye geldiğini de ilan ederek Beyaz Saray’a girdi. Bıçak kemiğe dayanmışsa bu anca bu kadar açık ifade edilebilirdi. Daha önce biri “savaşçı”, diğeri “barışçı” iki başkan tanıyan ve karşısındaki gücün sınırlarını çok iyi bilen bir lider olarak Erdoğan’ın bu tavrıyla artık geleneksel oyalamanın bitmesini umduğu kesindir. Müttefiklik kartını masaya koydu, daha ne olabilirdi?