Derbiden kim galip çıkar?
31 Mart’a giden yolda siyasetin dili hayli gergin ve hatta çatışmacıydı.
Özellikle beka endişesi üzerinden seçmenin motive edilmesi, hizmet siyasetini ve rekabetini ikinci plana ittiği gibi demokratik zeminde gözetilmesi gereken teamülleri de teferruata dönüştürdü. Memleketin beka sorunu varken; yani, yarını belirsizken başka neyin önemi olabilirdi ki?
Şimdi bu stratejiden bir parça vazgeçilmiş görünüyor hatta özellikle Kürt seçmenlere yönelik kırıcı dilin telafisi için daha sempatik üslup arayışı bile gözleniyor. Bununla birlikte CHP adayı Ekrem İmamoğlu’na yönelik “beka” çağrışımlı, AK Parti adayı Binali Yıldırım’a da seçimin iptaliyle başlayan bir dizi ilgili ilgisiz sataşmalar devam ediyor. Yani, 23 Haziran yolunda seçmen doğrudan hedef olmaktan çıktığı için bir parça rahatladı ama adayların gerilimi ve yıpratıcı mesaisi artarak devam ediyor.
Bu açıdan iki adayın kendilerini kişisel özellikleri, becerileri ve vaatleriyle tartıştırma imkanı bulmaları iyi olmuştur. Açık oturum da gayet tabii büyük fırsat olacaktır…