Gel de o soruyu sorma?
Cumhurbaşkanı Erdoğan hem seçim beyannamesi konuşmasında söyledi, hem de bir süredir her fırsatta depremde yıkılan evlerin bir yıl içerisinde yapılacağını söylüyor. “319 bini bir yılda...
Cumhurbaşkanı Erdoğan hem seçim beyannamesi konuşmasında söyledi, hem de bir süredir her fırsatta depremde yıkılan evlerin bir yıl içerisinde yapılacağını söylüyor. “319 bini bir yılda teslim edilecek şekilde toplam 650 bin konut yaparak, yaraları saracağız” diyor. Aynı mesajı Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum da tekrarlıyor ki seçim kampanyasında bu mesajı daha sık duyarız.
Devletin, evleri yıkılan ve şimdi bir çadıra bir konteynere muhtaç duruma düşen vatandaşlara olabilecek en hızlı şekilde ev yapacağını müjdelemesi güzel bir şeydir. Kimileri rakamları abartılı buluyor, kimileri bunun seçim öncesi coşkulu bir vaat olduğunu söylüyor. Fark etmez… Seçim yatırımı bile olsa gerekli ve değerli bir söz. Her şeyden önce o konutların yapılması lazımdır.
Peki, bu müjdeyi duyunca akla şu soru gelmiyor mu?
Madem devletin deprem bölgesindeki evleri bir yıl içinde yapabilme kudreti, kapasitesi ve kaynağı vardı; bunun için neden şehirlerin yerle bir olması ve insanların ölmesi beklendi?
Neden aklımız başımıza, en az 50 bin -belki 100 bin- insanımızın ölümünden, şehirlerin enkaza dönüşmesinden sonra geldi?...