Güncelleme değil özgürleşme
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önce “İslam’ın güncellenmesi lazım” diye başlayan, ardından “İslam’ın değil ama İslam anlayışındaki yanlışlıkların...
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önce “İslam’ın güncellenmesi lazım” diye başlayan, ardından “İslam’ın değil ama İslam anlayışındaki yanlışlıkların düzeltilmesi lazım” şeklinde gelişen açıklaması bir tartışmanın kapısını araladı. Yanlış anlaşılan şekliyle de düzeltilmiş haliyle de bunun alıcısı çok bir konu olduğu muhakkaktır. Vakıa, geleneksel anlayışta dinin özüyle alakası kalmamış birçok hüküm veya yorum veyahut da fetva ile kayda bağlanmış husus bulunmaktadır. Bunlar sadece sorulunca söylendikleri konuyla da sınırlı kalmayıp topyekün bir zihniyet meselesine dönüşmüş haldedir. İslam’ı bugünün meseleleri karşısında çaresiz ve yetersiz gösteren veya “bugünü” umursamayarak “işinize gelirse “ kabilinden, büyük ölçüde dogmatik bir düşünceye hapseden din yorumlarının hükümranlığı bir sır değildir. Sır olmadığı gibi günümüz İslam düşüncesinin, en önemlisi de “İslam ve hayat” başlığının en büyük meselesi olarak büyümektedir. Kabul etmek lazım ki bütün bu tartışmanın temelinde kendi dünyasına hayran, kendi din yorumuna sıkı sıkıya bağlı ve başka anlayışları çoğu kez dinden dahi saymayan; malum tabirle onları tekfir eden zihniyet yatmaktadır. Bunların en cerbezeli olanları, ekran sevenleri veya hitabet şehvetine duçar olanları da bulunduğu gibi son zamanlarda başta kadın meselesi, aile hayatındaki helaller ve haramlar olmak üzere, cenneti garanti etmenin yollarına varan bir dizin konuda büyük bir sansasyon yaratmaya muvaffak oldular. Cumhurbaşkanı’nın tepkisinin de meselenin bilhassa kadın merkezli sosyal reaksiyonlarına bağlı olduğu anlaşılıyor. *** Bununla birlikle, din anlayışındaki bitmek tükenmek bilmeyen problemleri yıllardır eleştirmekte olan alimler açılan bu yeni başlığa katkı sunmakta pek istekli olmadılar.