Herkes payını alıp gittiğinde
Rusya’nın pek becerikli başkanı Putin bir günde, birbirleriyle kanlı bıçaklı üç ülkeyi birden ziyaret ederek diplomaside sadece çıkarların geçerli olduğu dersini uygulamalı olarak dünyaya...
Rusya’nın pek becerikli başkanı Putin bir günde, birbirleriyle kanlı bıçaklı üç ülkeyi birden ziyaret ederek diplomaside sadece çıkarların geçerli olduğu dersini uygulamalı olarak dünyaya gösterdi. Sabah Şam’da Esad’la oturup Suriye’de savaş sonrasının tanzimatını konuştu. Öğlen Kahire’de Sisi ile görüşüp iki ülke arasındaki nükleer santral anlaşması için el sıkıştı. Akşam da bize uğrayıp; hem Suriye hem de bizim nükleer santral işlerini birden hal yoluna koymaya çalıştı. Bu arada… Bizimle görüşmeden önce mutlaka bir Esad turu yapmayı da alışkanlık haline getirdi ama kim yadırgayabilir? Dünya siyaseti gücü olanlar ve işini yürütmesini bilenler için böyle… Varsın İslam dünyası Kudüs meselesiyle saç baş yoluyor olsun, kime ne? Hazır, bu dünya ile ABD arasındaki mesafe bir adım daha açılmışken fırsat da bu fırsat zaten… Uzatmayalım. Günün sonunda bölgede en çok kazanan Rusya oldu. Yanında İran ve Esad… Eğer Kuzey Suriye’de hem ABD’nin hem de Rusya’nın himayesine mazhar olan PYD/YPG olmasaydı Türkiye kazanamadı ama hiç olmazsa kaybetmedi diyebilirdik. Mevcut tabloda, çok uzun yıllar baş ağrıtacak bu meseleyle başbaşa kalıyoruz demektir. Çünkü, Suriye’de savaş sonu temizliği yapılırken PYD’nin tasfiyesi değil bilakis yeni dönemdeki rolü de perçinleniyor. İşler yoluna girmişken, bu ülkeden hayal ettiğinden çok daha fazlasını alan Putin’in de Türkiye’nin derdiyle dertlenmesi için bir sebep yok.