İmaj
Uzun bir süreden beri Türkiye’nin dünyada konuşulma ve tartışılma şekli hiç de memnuniyet duyulacak bir zeminde gelişmiyor. Bilakis, eğer bu ülkenin imajı, itibarı, marka değerini dert ediyorsak tam da...
Uzun bir süreden beri Türkiye’nin dünyada konuşulma ve tartışılma şekli hiç de memnuniyet duyulacak bir zeminde gelişmiyor. Bilakis, eğer bu ülkenin imajı, itibarı, marka değerini dert ediyorsak tam da bütün bunların hilafına sert rüzgarlar esiyor. Herhalde en doğru tanım “rüzgar” olsa gerek… Zira, haklı olduğumuz konularda da tartışmalı konularda da aynı rüzgar esiyor. Bu yüzden, FETÖ iadelerindeki olumsuz tavırla, Sarraf davasındaki seyir aynı kapıya çıkıyor. Burada bir yanlışlık olmalı. Var da zaten… Meselenin bir yönü, ABD ve Avrupa’nın bize karşı negatif ayrımcı ve olaylar geliştikçe de giderek gelişen önyargılı yaklaşımı elbette. Sadece 15 Temmuz zaferinin hakkının teslim edilmemesi ve bu mücadeleden bir demokrasi gösterisiyle çıkan toplumla dayanışmanın esirgenmesi bile bu yaklaşımı örneklendirmeye yeter. Türkiye, bütün müttefiklerinden daha fazla destek görmeyi ve işbirliğini hak ediyordu. Bunu göstermediler… Sokaklarda, caddelerde, köprülerde, meydanlarda şehit olanlar, gazi olanlar ve hayatlarını ortaya koyanların dünyadan alacağı vardır. O karanlık geceyi tertipleyenlerin iade edilmemesinden başlayıp himaye görmelerine kadar bütün olumsuz kararlar toplumu incitiyor ve tabiatı gereği Batı ile aramızdaki mesafeyi açıyor.