İnsanlığın ölümü kötülüğün zaferi
Ülkesinin tamamını yerle bir etmiş, vatandaşlarının yarıya yakınını yerlerinden uzaklaştırmış ve dünyanın en büyük mülteci kitlesi haline getirmiş bir lider, şimdi de zaferinin son sahnesi...
Ülkesinin tamamını yerle bir etmiş, vatandaşlarının yarıya yakınını yerlerinden uzaklaştırmış ve dünyanın en büyük mülteci kitlesi haline getirmiş bir lider, şimdi de zaferinin son sahnesi için ölüm yağdırıyor. Suriye’nin hiçbir hukuki kıymeti kalmayan başkanı Esad, Rusya’nın sınır tanımayan desteği sayesinde ayakta kalmayı başarıyor. Dünya da bu kuralsız, kanlı ve vahşi “yeniden iktidara dönüş”ü kabul ediyor. Böyle bir dünyada halkını yok etmek, ülkesini harap etmek ve her türlü savaş ve insanlık suçunu işlemek pahasına iktidarda kalmayı göze alan bir başka lidere artık kim itiraz edebilir? Suriye’de yeni bir katliamın eşiğinde olan İdlib’e böyle bakalım. Hem de “Yok artık böyle bakmanın zamanı geçti, Esad bir şekilde kazandı” diyenlere rağmen… Putin’in Kırım ilhakıyla birlikte kazandığı “yapanın yanına kar kalıyor” imtiyazının en büyük ürünü Suriye olmuştur. Ukrayna’ya karşı yaptığı yanına kâr kaldı şimdi de yeryüzünün iktidar koltuğunda oturmayı en hak edemeyen lideri Esad’a altın tepsi içinde ülkesini hediye etmesi yanına kâr kalıyor. Esad tek başına değil İdlib’e kadar gelmek, Şam’daki sarayından çıkma imkanına bile sahip değilken şimdi rüyasında göremeyeceği bir zafere parmaklarını dokundurmak üzeredir. Terör gruplarını bahane gösterip İdlib’i vurma kararı bu yürüyüşün finali olacaktır. Rusya bunu nasıl yapabildi? *** Öncelikle ABD’nin Suriye’ye yönelik Obama döneminden başlayan ve şimdi bütün palavralarına ve atıp tutmalarına rağmen Trump’la devam eden ilgisizliği sayesinde… Washington bu ülkeyi ve insanlarını kendi kaderine terk ederek Esad’a yolu ardına kadar açmıştı. Buna rağmen Esad’ın toparlaması ve geri dönmesi mümkün değildi.