Kılıçdaroğlu’nun o sözü ne anlama gelir?
Siyasetin lafı boldur. Özellikle, siyasal merkezin toplum üzerinde belirleyici gücünün böylesine yüksek olduğu durumlarda söz söylemek veya meydanı boş bırakmamak adına aman vermez bir rekabet olur. Bunlar...
Siyasetin lafı boldur. Özellikle, siyasal merkezin toplum üzerinde belirleyici gücünün böylesine yüksek olduğu durumlarda söz söylemek veya meydanı boş bırakmamak adına aman vermez bir rekabet olur. Bunlar çoğu kez sıradan polemikler ve özellikle Türkiye’de gündelik konuşma dilinin kalitesini düşüren lakırdıdan ibaret şeylerdir. Zaten sıradanlaşmaya meyyal kesimlerin cesaretini artıran, içinde bilgi kırıntısı olmadığı gibi bol hamaset ve sloganla süslenmiş cümlelerin biri gider öteki gelir. Sokağın istifade edeceği; yani bir siyasal vizyon öneren sözlerden ziyade siyasal tartışmalarda fanatizmi besleyen ve amiyane tabirle laf çarpmaya yarayan sözler ne yazık ki merkezi siyasetin ana faaliyeti haline geldi. Bugün de gelmedi, epeyidir böyledir. Kıyaslamak mübalağa olmaz, bugünün siyasal dili 20, 30 yıl öncesinin çok gerisindedir. Düşük seviyelidir ve kalitesizdir. Üstüne bir de politikacılar sosyal medyaya kulak verme adına, o mecraların seviyesine inme konforunu da seçiyorlar ki, manzara bakılacak, duyulacak gibi değildir. Son dönemde daha çok insanın televizyonda siyasal konuşma ve bunlar üzerine yapılan tartışmalardan soğumaya başlamasının sebebini burada aramak gerekir.