Meğer, ekonominin krizden başka yolu yokmuş
Şimdi uzak bir tarih gibi oldu, üzerinden de bir seçim geçti ve dolayısıyla her şey sandıkta “ibra” edildi ama zaman ekonomideki ağır krizin sonuçlarına ilaç olmuyor. Türkiye neden büyük krize girdi...
Şimdi uzak bir tarih gibi oldu, üzerinden de bir seçim geçti ve dolayısıyla her şey sandıkta “ibra” edildi ama zaman ekonomideki ağır krizin sonuçlarına ilaç olmuyor. Türkiye neden büyük krize girdi ve hala en iyimser -ve rasyonel- tahminle bile kriz öncesi noktayı yakalamaktan neden çok uzakta? Bu soruya cevap verebilmek için art arda yapılan hataların yarattığı tahribatı anlamak gerekiyor ama kazanan haklı olduğu için; iktidarın seçim zaferi hataları anlama çabasını da zayıflattı. Durum yeterince kötü olduğu için “Geçmiş geçmişte kaldı, önümüze bakalım” kuralı galip geldi.
Neyse ki, “Gerçeklerin ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır” kuralı da hükmünü sürmeye devam ediyor.
Geçtiğimiz günlerde, Merkez Bankası’ndan Tarık Alperen Er, Aykut Şengül, İbrahim Yarba isimli üç ekonomistin yayınladığı Ani Kredi Büyümesi ve Firma Davranışı: Bir Vaka Analizi başlıklı çalışma ekonomide irrasyonalite döneminin çok önemli bir yanlışına ışık tutuyor. Pek tartışılmadı ama araştırma, Türkiye döviz kuru artışı ve enflasyon sorunu karşısında çaresizce yalpalarken ekonomi yönetiminin nasıl büyük hatalar yaptığına dair...