Meselemizin ne olduğunu anladık mı?
Acımız çok büyük ve gün geçtikçe azalmıyor, artıyor. Çünkü zamanında yapılabileceklerin, yapılması zaruri olan işlerin, asla ihmal edilmemesi gereken birçok şeyin ihmal edilmesinin...
Acımız çok büyük ve gün geçtikçe azalmıyor, artıyor. Çünkü zamanında yapılabileceklerin, yapılması zaruri olan işlerin, asla ihmal edilmemesi gereken birçok şeyin ihmal edilmesinin sonuçlarını görüyoruz. Büyük bir deprem yaşadık ama ne olduğu ezbere bilinen tedbirleri alsaydık, bunu en azı kayıp ve en az hasarla atlatabilirdik.
Şimdi gözümüz kulağımız enkaz altından gelecek mucize haberlerinde. Deprem vurdu geçti, yıktı geçti, öldürdü geçti ve çaresizlikle karışık bir ruh haliyle fırtınanın sonunu bekliyoruz. Sonu nedir bilen yok. Çünkü hala koordinasyon sağlanamadı, depremle mücadele planı hala sağlıklı işlemiyor. Haberler hala tatsız. Afet büyük, çaresizliğimiz daha büyük.
Teselli aramak isteyenler, böyle büyük bir afete karşı birçok ülke çaresiz kalırdı diyebilir. Ya da 10 şehirde birden yaşanan depremde koordinasyon eksikliği normaldir… Veya devlet yıkılan binaları hızlı yapacak, vesaire… Herkes aynı şeyi düşünmek zorunda değil elbette. Ama deprem gerçeği her fikrin arkasına bilim ve özellikle Türkiye’de “tecrübe” koymayı mecbur kılıyor.
Depremi sağlam ve dirençli binalarla karşılayıp şehirleri ayakta tutmak ve insanlarımızı yaşatmak hedefini, gereğini ve...