Pozitif gündem
Seçimlerin özelliği, ertesi gün yeni bir yola girmek ve bir ölçüde sukünet sağlamaktır. Seçmen karar verir, sandıktan sonuç çıkar ve herkes o istikamette yoluna bakar. Siyasi partiler özeleştirilerini...
Seçimlerin özelliği, ertesi gün yeni bir yola girmek ve bir ölçüde sukünet sağlamaktır. Seçmen karar verir, sandıktan sonuç çıkar ve herkes o istikamette yoluna bakar. Siyasi partiler özeleştirilerini yapar, seçmen önünü görür ve toplamda ülkenin önünde bir belirlilik hali oluşur.
Bu kez, yani 16 Nisan’da henüz bu tablo gözlenmiyor. İki sebepten dolayı.
1-) Yapılan bir seçim değil referandumdu ve zaten işbaşında bir hükümet bulunuyor. Ayrıca sandık sonucu da hükümetin yoluna devam etmesine mani bir psikoloji üretmediği gibi, aksine destek sayılabilecek bir rakamı gösteriyor.
2-) Bununla birlikte seçim sonucu üzerinde bir tartışma var ve bu da kaçınılmaz olarak sandık tartışmasını büyütüyor. CHP’nin girişimi başta olmak üzere bilinen itirazlar var. Yüksek Seçim Kurulu Başkanı’nın Pazar akşamı yaptığı açıklama sonucun değişmeyeceğini gösteriyor ama yine de YSK’nın ikna edici bir açıklamayla sonuçları açıklaması gerekiyor.
***
Anlaşılan o ki önümüze bakmak dediğimiz şeyin olması için bu tartışmaların bitmesi beklenecek. Devamında bu kez, başkanlık sisteminin uyum yasaları ve düzenlemeleri de başlayacaktır. Bu da bizi ağır bir mesainin ve yine tartışmalı bir gündemin beklediğini gösterir. Tepeden aşağıya bir sistem değişimi yaşanacak. Meclis’in, kabinenin, devasa kurumların rolünün yeniden yapılandırılarak azalacağı, yetkilerin Cumhurbaşkanı’na geçeceği bir düzenleme trafiğinden söz ediyoruz. A’dan Z’ye yeniden bir devlet kitabı yazılacak…
Seçim üzerindeki tartışmalar ve müteakiben yaşanacağı kesin fikir ayrılıkları bize ne söylüyor?
Daha çok huzura ve bunun için de yüksek hacimde demokrasiye ihtiyacımız var. İçeride gerilimin düşmesi, dışarıda hasarlı ilişiklerin onarılması ve çözüm bekleyen büyük meselelerin halli için güçlü bir dayanışma şarttır, bunun için de demokrasi gerekir.