Suudiler bunu nasıl yapabiliyor?
Dış politika tabiatı gereği dinamiktir ama sonuç almak için zaman gerekir. Uzun süre beklemek de tıpkı dinamizm gibi bu süreçlerin tabiatındandır. İçinden geçtiğimiz zamanlarda olduğu gibi...
Dış politika tabiatı gereği dinamiktir ama sonuç almak için zaman gerekir. Uzun süre beklemek de tıpkı dinamizm gibi bu süreçlerin tabiatındandır. İçinden geçtiğimiz zamanlarda olduğu gibi hızlı ve kalıcı sonuçlar almak pek seyrek görülür.
Birkaç gündür Katar’a karşı medyaya yansıyan bir kuşatma girişimi gözleniyordu. Benzeri girişimler gibi uzun süreli bir diplomatik oyunun habercisi olarak görünen manzara birdenbire yakın dönemin en büyük kuşatması ile noktalandı. Suudi Arabistan İslam dünyasındaki ağırlığı hiç böyle kullanmamıştı. Baskıyı böylesine acı bir şekilde tadan ülke Katar oldu. Suudilerle birlikte Mısır ve körfezdeki diğer ülkeler hepsi birden çullandılar ve küçücük körfez ülkesini daha da küçülttüler.
***
Bilindiği gibi Katar, Türkiye’nin yakın dostu ve aynı zamanda ABD’nin de müttefiki. Dahası, yakın zamana kadar Sünni bloğun bir parçası olarak Suudi Arabistan’la da oldukça yakın bir siyaset izliyordu. Hatta, Türkiye, Katar ve Suudi Arabistan birlikte Suriye’de muhalefetin destekleyicisi blok olarak çalışıyordu.
Bugün ortada ittifak kalmadı ve küre de paramparça oldu. Şimdi bölgenin kaderini ABD Başkanı Trump’ın Riyad ziyaretinde Kral Selman ve Mısır’ın asker lideri Sisi ile birlikte tuttuğu küre şekillendirecek. Ya da kimin umurunda… Hiç de sanıldığı kadar derin hesapların dönmediği bir düzende yaşıyor olabiliriz. Suudi Kralı’nın mahalleden arkadaşlarını toplayıp köşedeki evin küçük çocuğunu dövmeye gittiği bir dünyadan söz ediyoruz sonuçta… Katar böylelikle yola gelecek ve Bahreyn gibi laf dinleyecek.
Evet, olaylar kesinlikle çok hızlı gelişti. Çünkü artık daha fazla ülke “yapanın yanına kar kalıyor” felsefesiyle hareket ediyor. Uluslararası sistem ve kurumların zaten mecalsiz olan rolleri iyice azaldığı için, kendi işini görmeye hevesli ülkelere kapılar ardına kadar açılıyor. Sonuçta, ABD’nin kuyruğuna basılmadığı müddetçe gerçekten yapanın yanına kar da kalıyor. Malum, Suud daha önce Mısır darbesine destek verdi ve o da kâr hanesine yazıldı.
Mısır’dan Katar’a, Suriye’den Yemen’e kadar fazlasıyla gösterişli bir hamleler zinciri kurduklarını kabul etmek lazım.