Yargı bu haldeyken o söze kim güvenir?
Hukuktan ve yargıdan söz açılsa veya bir dava gündemi meşgul etse neredeyse kimse adalete güven duygusunu dile getiremiyor. Sansasyonel davaların tamamı, siyasi tarafları hariç hiçbir şekilde kamu vicdanını tatmin...
Hukuktan ve yargıdan söz açılsa veya bir dava gündemi meşgul etse neredeyse kimse adalete güven duygusunu dile getiremiyor. Sansasyonel davaların tamamı, siyasi tarafları hariç hiçbir şekilde kamu vicdanını tatmin etmiyor. Mesela, suçsuz olduğu apaçık ortada olan Osman Kavala’nın tam 2 bin 442 gündür -yeni buçuk yıl- hapiste olması ve devamında Gezi Parkı olaylarının barışçı şekilde yönetilmesi için çaba gösteren başta Tayfun Kahraman olmak üzere bir grup aydının tam aksine ithamlarla ağır cezaya mahkum edilmeleri… Sadece fikir hürriyetini kullandıkları için sıradan insanların, akademisyenlerin siyasetçilerin ve gazetecilerin kolaylıkla hapse atılmaları gibi…
Bunlar bildiklerimiz… Kamuoyuna, medyayla yansımayan kimbilir kaç dava, kaç haksızlık yargı çarkları arasında öğütülüp gidiyor ve gücü yargının yozlaşmasına direnmeye yetmeyen kimbillir kaç kişi, sessizce kaderine boyun eğiyor? Onlar boyun eğiyor çünkü ülkenin gözü önünde işlenen hukuk cinayetlerinden cesaret alanların siyaset, para ve tahdit gücüyle yargı...