Yürüyüş kolunu kalabalıklaştırmak zorundayız
Yakın vadede terörle şekillenen 35 yıllık, uzak vadede ise bir asrı bulan Kürt sorunumuz var. Bu, zaman zaman isyanlı ve kanlı zaman zaman da uzlaşma ve çözümlü zor bir süreçler zinciridir. Şimdi bu zincirin...
Yakın vadede terörle şekillenen 35 yıllık, uzak vadede ise bir asrı bulan Kürt sorunumuz var. Bu, zaman zaman isyanlı ve kanlı zaman zaman da uzlaşma ve çözümlü zor bir süreçler zinciridir. Şimdi bu zincirin bir kez daha güvenlikli halkasında bulunuyoruz. Çözüm sürecinin rafa veya dondurucuya kaldırılmasından sonra yaklaşık 1,5 yıldır PKK’ya karşı sert ve tavizsiz bir harekat yapılıyor. Böylelikle çözüm veya türevi süreçler tümüyle gündemden kalkmış bulunuyor. 15 şehidin verildiği son Şemdinli saldırısı dahil PKK eylemleri de açık ki bu yeni konseptin bir yansıması. Terör örgütünün zaten öteden beri “öldürmek ve öldürülmek” üzerine kurulu stratejisi bundan sonra değişme eğilimi gösteremez.
TÜRKİYE’NİN SEÇENEKSİZ MÜCADELESİTürkiye aynı zamanda IŞİD terörüyle de muhatap ve bu örgütün canlı bomba eylemlerinin nasıl bir sıkıntı kaynağı olduğu ortadadır. Şimdi, Fırat Kalkanı operasyonuyla uluslararası mücadele koalisyonunun ön safına geçmiş olmak Ankara’nın bu riski de göze aldığını gösteriyor. Operasyon öncesinde çok ölümlü eylemlere muhatap olmak zaten Türkiye’ye başka çıkış yolu bırakmıyordu.
PKK ve IŞİD’le açılmış ve son derece aktif iki cephede savaş halindeyiz. Ve bunun zaman alacağı da sır sayılmaz…
Ancak, Türkiye’nin zorlukları bununla sınırlı değildir. Irak’la bir türlü dikiş tutmayan iyi ilişki arayışı Başika Kampı’ndaki askerlerimizin yeniden sorgulanmasıyla bir kez daha sorun boyutuna ulaşıyor. “Dostları artırıp düşmanları azaltmak”konsepti kriter alındığında Irak’ın öfkesi kaçınılmaz olarak kayıp hanesine yazılacaktır.