Cumhurbaşkanı'nın sorununuzu çözmesini hak ediyor musunuz?

Geçen cumartesi günü, 5 Mart'ta televizyonlardan milleti '1,5 aylık yağımız kaldı' diye marketlere koşturdular.

Bir kanal, bu sözü söyleyen 'sektör temsilcisi'ni ekrana çıkardı.

Diğeri, anonim kaynak göstererek 'Yağda Alarm: 45 günlük stoğumuz kaldı! Zam göründü! Yağ taşıyan gemiler gelmezse Türkiye yağsız kalabilir" manşetiyle yayın yaptı.

Hadi televizyoncular 'kötü haber iyi haberdir' ezberiyle yürüdüler.

'Efenim biz vatandaşı uyardık' diye izahat da yapabilirler.

Ya da 'reyting, reyting' derler...

Sorumlu tutsanız bile 'dolaylı'dır...

***
Ama bu açıklamayı yapan, aynı zamanda marketlere koşan insanlara yağ da satıyorsa, bu manipülasyondur.

Suçtur.

O andan itibaren 'eski fiyattan' bile olsa satılan fazladan her gram yağın parası 'haram'dır.

Bir de üzerine zam koyarak satıldıysa, katmerli haramdır.

Haramı helali ayırt etmek için ilahiyatçı olmak gerekmez.

Haksız kazancı alın terinden ayırt etmek için dindar olmak da gerekmez.

Televizyonların yaptığı en çok buna 'çanak tutmak' olur...

***
Cumartesi günü iki kanaldaki yayınları izledim.

Gördüklerimi, öğrendiklerimi, kanaatimi salı günkü yazımda anlattım.

Hükümetin iki bakanı da anlattı.

Tarım Bakanı Vahit Kirişci, "Yeterli miktarda ayçiçek yağı stokumuz var, yalan haberlere itibar etmeyin" dedi.

Hazine Maliye Bakanı Nureddin Nebati, "1,5 aylık yağımız kaldı diyenler ülkeye ihanet ediyor" dedi.

***
Şimdi, geçen üç günde neler olduğuna bakalım, sorularımıza cevap arayalım:

Bahane şuydu:

"Yağ yüklü gemilerimiz mahsur kaldı. Ya gelmezse diye böyle dedik."

Peki, hükümet dünyadan habersiz uyudu mu, 4 Mart Cuma günü, olası tedarik sorununa karşı yağ, un, mercimek, pirinç ve et, sıvı yağda ihracata kısıtlama, ithalata kolaylık getirerek ilk tedbirleri mi aldı?

Tedbir aldı.

Hükümet, Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle olası tedarik sorunu ve gemilerin limanda kalmasına ilişkin uyarınız üzerine çalışmaya başladı mı?

Başladı.

TMO Genel Müdürü, "Yeterli stokumuz var" dedi mi?

Dedi.

Hükümetin başkanı Cumhurbaşkanı'nı tanıyor musunuz?

Tanıyorsunuz.

Sıradan vatandaşın bile CİMER'e yazdığında ona ulaştığından emin olduğu, hatta doğrudan bile ulaşabildiği Cumhurbaşkanı'na iş insanlarının, hele hele oda, borsa, birlik, kooperatif vb başkanlarının bir telefonla erişebildiğini biliyor musunuz?