Seçimin kaderini belirleyecek seçmen evinde
İki aydır birçok şehirde hem meydanları hem de milletvekili adaylarının çalışmalarını izliyorum. Geçen hafta meydanların geç de olsa canlandığını yazmıştım. Bu canlılık...
İki aydır birçok şehirde hem meydanları hem de milletvekili adaylarının çalışmalarını izliyorum. Geçen hafta meydanların geç de olsa canlandığını yazmıştım. Bu canlılık artarak sürüyor.
Ancak;
Seçim yaklaştıkça üç tespit öne çıktı:
- Meydanlara bakılırsa 2011 seçiminden farklı sonuç çıkmayacak gibi görünüyor.
- Anketler de, rakamlar farklı olsa da, sıralamada aynı sonucu veriyor.
- Meydanlara inmeyen seçmende bir durgunluk gözleniyor.
İktidar partisi AK Parti, liderliğinden emin. Seçmenlerinden ‘güçlü iktidarın devamı’na oy vermelerini istiyor. Muhalefet partilerinin vaatlerinin önemli bir kısmının kendileri tarafından zaten yapılmış veya yapılmakta olduğunu; diğerlerinin ‘yapılabilir olanlarının’ da ancak kendileri tarafından yapılabileceğini, bir kısmının da ‘hazırdan yeme’ anlamına geldiğini ve ucuz seçim vaadi olduğunu vurguluyor.
AK Parti’nin ‘vaat’e karşı ortaya koyduğu ‘icraat’ söylemi, giderek daha fazla karşılık buluyor.
Muhalefet partileri, seçmenlerini daha önce kendilerine oy vermemiş olanlardan ‘bir kişi daha getirmeye’ davet ediyor. Vaatlerin giderek sindirildiği ve başlangıçtaki etkiyi göstermemeye başladığı da bir başka gözlemim.
Bu unsurlar muhalefetin hızlı çıkışının durduğu, iktidar partisinin etkisini arttırdığı şeklinde yorumlanabilir.