1993 Yılından Alınacak Dersler
O yıl Türkiye tam bir operasyon alanına dönüştürülmüştü. Öldürücü darbe vurulmak istendiği çok açıktı. Bütün sinir uçlarına tam teşekküllü...
O yıl Türkiye tam bir operasyon alanına dönüştürülmüştü. Öldürücü darbe vurulmak istendiği çok açıktı. Bütün sinir uçlarına tam teşekküllü saldırılar başlatılmıştı. Sanki birileri Türkiye’nin 1. Körfez Savaşı sonrası Irak’ta planladıkları duruma odaklanmasını istemiyorlardı. Irak’ın kuzeyinde 36. Paralel merkezi Irak yönetiminin idaresinden tamamen arındırılmıştı.
Türkiye’ye, İran’a, Suriye›ye ve Irak’a dönük faaliyet yürüten bütün terör yapılanmaları her türlü lojistik desteği bu bölgeden doğrudan sağlar olmuşlardı. İşte böyle bir atmosferde Türkiye çok karanlık bir yıl yaşadı. İçerdeki gelişmeler yeteri kadar bizi meşgul etmeye yetti.
Mafya hesaplaşmalarından tutunuz da, uluslararası uyuşturucu trafiğinin paylaşım savaşlarına, oradan etnik ve mezhepsel çatışma tezgâhlarına, suikastlere, operasyonlara, katliamlara varana kadar birçok alanda özel (!) tasarlanmış planlar devreye alındı. Gerçekten çok zor bir yıldı. Her yeni uyandığımız gün acaba bugün hangi olayla gündem karışacak endişesi ile güne başlar olmuştuk. Diken üstünde ve tedirginlik içinde yaşam mücadelesi veriyorduk.
İlk sarsıcı haber Ankara’dan geldi. Uğur Mumcu aracına yerleştirilen bombalı düzenekle katledilmişti. Önemli bir gazeteciydi. Fikir işçisiydi. Vatanperverdi. İnandığını yazar ve savunurdu. Son günlerinde ABD, Avrupa üzerinde yoğunlaşmış, PKK’nın bağlantılarını ortaya çıkarmaya çalışıyordu. Çalışması bitmeden susturuldu.
Ardından Adnan Kahveci’nin aracıyla ters yöne girdiği ve kızı ve eşiyle birlikte hayatını kaybettiği haberi duyuldu. Onun da Kürt sorunu üzerinde çalışmalar yaptığı biliniyordu. Ters yola mı girdi yoksa kasten sokuldu mu sorusu bugün bile cevaplanabilmiş değil. Onunla aynı partiye mensup olmayanlar dahi onu sever, sayar, hakkını teslim ederdi. O da verimli olabileceği bir dönemde tartışmalı bir kazayla aramızdan ayrıldı.
Bu sefer Şubat ayında Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis’in kayıtlara kaza olarak geçen şehadeti gündeme bomba gibi düştü. Rapora göre uçaktaki buzlanma kazanın ana gerekçesiydi. Oysa sonradan anlaşılan duruma göre, kazanın nedeni tam olarak bulunamadığı (!) için dosyayı kapatmak adına rapora buzlanma yazılmıştı. Bitlis Paşa’da tesadüf o ki, terör konusunda çalışmalar yapıyor, Çekiç Güç’ün gönderilmesini istiyor, İncirlik’ten kalkan uçakların PKK’ya yardım taşıdığını söylüyor ve terörün milli bir programla son bulacağını savunuyordu.