Atla, atla
Bir zamanlar intihar edenler bilhassa Boğaz Köprüsü’nden atlardı. Bu son yıllarda biraz azaldı galiba. Bir de yüksek bir binanın damına çıkıp oradan atlayacağını söyleyenler var. Bunların bir...
Bir zamanlar intihar edenler bilhassa Boğaz Köprüsü’nden atlardı. Bu son yıllarda biraz azaldı galiba. Bir de yüksek bir binanın damına çıkıp oradan atlayacağını söyleyenler var. Bunların bir kısmı gerçekten intiharı aklına koymuş, gecenin bir vakti, orada kimseler yokken arabayı durdurup tereddütsüz kendini Boğaz sularına bırakanlardır. Aralarında mucize kabilinden kurtulanlar da oldu. Epeyce bir intiharcı ise köprünün korkuluklarına tırmanıp yoldan geçenler, hadiseyi duyup gelen polisler ile tehlikeli bir muhabbete girerler. Bazıları kafayı çekmiştir. Karısından ayrılmış, patrona kızmış, sevgilisini kaybetmiştir.
Kameralar gelince pazarlık başlar. Tam bir “Reality Show”. Korkuluktaki adam “Aysel beni affet”, “Çocuklarımı istiyorum”, “Vali Bey gelsin yoksa atlarım” benzeri isteklerde ısrarcı olurlar; trafik aksar, bazı tuzu kuru adamlar “Bırakın atlasın ya, bıktık bunlardan, önüne gelen köprüye çıkıyor" diye homurdanır. Oracıkta toplananlar “Atla, atla, sıkıysa atla” diye tempo tutar adamı kışkırtır, polis mani olmaya çalışır, adamın karısını çocuklarını getirirler. Aysel “Seni seviyorum Şeref, lütfen in oradan, çocuklarını düşün” falan der. Adam gevşer, polislerin ani atılışı ile onların kucağında salya-sümük karısına-çocuklarına sarılır. Mutlu son. Alkış, alkış.
O akşam haber bültenlerinin “Sıcağı sıcağına” bölümünde yer alır bu görüntüler. Elbette ki dikkat çeker. Boru değil adam canını ortaya koymuş. Kimileri “Rol yapıyor kerata” diye küçümsemiş olsa dahi bu sahne sinemada bile iş yapar.
Çocuklarımız o yaşta internet ortamında adam öldürmeye (avlamaya) dayalı oyunlar oynar. Bunun gerçekmiş gibi görünen sinema versiyonları da vardır.
Gazetelerin üçüncü sayfa haberleri, televizyon haber bültenleri, cinayet, gasp, kavga, adam (çocuk) kaçırma, kadın cinayeti, şu veya bu sebeple birbirine giren hasım aileler, çeteler arasındaki çok ölümlü vakalarla doludur.
Buna terör olaylarını, hırsızlığı, patlayan bombaları, dünyanın dört bir yanından gelen yangın, kaza haberlerini ekleyin. Hele hele savaşları, yıkılan şehirler, harabeler arasında çığlık atan çocuklar, şişme botlarla Avrupa’ya gitmeye çalışırken Akdeniz’de Ege’de sulara gömülen göçmenler. Mobese kameraları soygunları, cinayetleri, trafik kazalarını kaydeder. Son zamanlarda bunlar TV haberlerinin baş tacı olmuştur. Hepsine birden şunu ekleyin. Artık vatandaş da bu tür olayları cep telefonu ile kaydedip kanallara gönderiyor. (Para veriyorlar mı bilmiyorum).