Bekleyin! Biz de bekliyoruz!

Yollara sahip olan göğe andolsun ki

O tozu dumana katıp gelen var ya!

Hani göz gözü görmez olduğunda.

Her yanı karanlık bir bulut sardığında!

Nasıl bir bulut olmalı ki, kızıldan karaya; yaprak yeşilinden zehir yeşiline dönüyor. Ardından bir deli rüzgâr! Rüzgâr ama nasıl bir rüzgâr? Rüzgâr değil bu bir hışım. Fırtınayı geçmiş boraya dönmüş. Hortum, tayfun derken sıfatlar yetmiyor. Canboğazda düğümlenirken, dil-diş kilitleniyor.

Derken bütün bunları.

Çeri-çöpü, meyveyi-yaprağı, dalı-gövdeyi kökünden sökülen ağaçları, un-ufak olan koca kayaları; kaya da neymiş, başı göğe değen dağları.

Yüklenip gelenler.

Kim?

Derken durulup dereler gibi akanlara.

Bu dehşet denizinden sıyrılıp çıkanlara.

Bir yanardağın kızıl ağzından. O buluttan, boradan, hercümercden. Kılına zarar gelmeyip.

Gülden bir tebessüm kuşanarak çıkıp gelenler. Hayret makamından seslenip:

Ne oldu size böyle?

Neden benziniz atmış, diliniz tutulmuş, gözleriniz yerinden fırlamış?

Diye soranlara.

Dizde derman, gözde fer, başta akıl....

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Vitrinde yemek 20 Kasım 2024 | 130 Okunma Teknoloji yahut konfor 13 Kasım 2024 | 144 Okunma Kaleme veda 06 Kasım 2024 | 402 Okunma Ha savunma ha tarım 30 Ekim 2024 | 255 Okunma Rüzgârı kesilen bayrak 25 Eylül 2024 | 243 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar