Beyaz

Yelkenlerini şişirmiş beyaz gemiler bulutların üzerinden geçiyor. Sen buraları tanıyorsun. Çok gezdin bu dağlarda. İşte Çatalkaya. Bu da meşe palamudu.Aşağıya inersen, kuşburnular, karamuklar...

Yelkenlerini şişirmiş beyaz gemiler bulutların üzerinden geçiyor. Sen buraları tanıyorsun. Çok gezdin bu dağlarda. İşte Çatalkaya. Bu da meşe palamudu.

Aşağıya inersen, kuşburnular, karamuklar, yarpuzlar. Duru Dere’nin sesi. Uzanıp kara toprağa, yıldız sayarak bu sesi dinlerdiniz. Yarın olacak mı derdiniz?

Tepede bir bayrak, ancak. Senin rüzgârınla dalgalanacak. Onlar geçiyor bulutlardan. Ormanlardan ve göllerden. Çocukların gamze çukurlarından. Arkalarında şereften bir iz. Birlikte cennete ağıyorlar.

Sen uyu. Yum kara gözlerini ve uyu. Yakana Kaçkar Dağları’ndan kaçmış mavi bir mine takacağım, yani unutma beni.

Bu kafiye merakıyla ne yapacaksın? Bir destan mı yazacaksın? Bak yine kafiye. Takılma buna, ölüme alışmış olanların nesi kalmıştır geriye?

Duru Dere bir tuhaf. İnce bir kan beyaz çakılların üzerinden geçiyor. Kan kayadan damla damla düşerken dalgın gözlerinden neler geçiyor?

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Evlenmek 22 Ocak 2025 | 174 Okunma Kim bilir? 15 Ocak 2025 | 136 Okunma “Büyülü fener”in ışığı 08 Ocak 2025 | 133 Okunma ‘Kötü’nün müşterisi 01 Ocak 2025 | 123 Okunma Telefon aşkı 25 Aralık 2024 | 492 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar