Güvercin avlayan martı

Martıyı nasıl bilirsiniz, diye sorulsa, sanırım büyük bir çoğunluk; sevimli, saf, romantik, duruşu ve uçuşu, beyaz kanat vuruşuyla denizlerin süsü şeklinde cevap verecektir. El-hak biz de öyledir diyoruz. Bu...

Martıyı nasıl bilirsiniz, diye sorulsa, sanırım büyük bir çoğunluk; sevimli, saf, romantik, duruşu ve uçuşu, beyaz kanat vuruşuyla denizlerin süsü şeklinde cevap verecektir.

El-hak biz de öyledir diyoruz. Bu, balıkla beslenen deniz kuşunu biz de sever idik. Ne zamana kadar?

Efendim anlatayım.

Dergâh Yayınları’nın Cağaloğlu’ndaki yerinde benim çalışma odam bir terasa, büyükçe bir terasa bakıyordu. Uzun yıllar –tam on yıl– bu terası gözledim durdum. Üst katlardan, yandan yöreden bazı yüreği yufka bayan çalışanlar kuşlar yesin diye terasa ekmek kırıkları atarlardı ara sıra.

Serçeler, bazen de güvercinler gelirdi terasa. Önce Hürriyet’in matbaa binasının bir çıkıntısında toplanır, sonra teker teker, ürkek kanat vuruşları, tedirgin boyun büküşleriyle inerlerdi...

Bet sesli, iri bir martıyı gözlüyordum.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Vitrinde yemek 20 Kasım 2024 | 130 Okunma Teknoloji yahut konfor 13 Kasım 2024 | 144 Okunma Kaleme veda 06 Kasım 2024 | 402 Okunma Ha savunma ha tarım 30 Ekim 2024 | 255 Okunma Rüzgârı kesilen bayrak 25 Eylül 2024 | 243 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar