Din alanında nimet azgınlığımız
Din nimeti son zamanlarda bizim mahalleli arasında bir türlü paylaşılamıyor; sanki nimet azgınlığı denebilecek bir hal yaşanıyor. Kimimiz bu konuda pek bencilce ve pintice davranıyor, “Dinin mülkiyet hakkı bana ait...
Din nimeti son zamanlarda bizim mahalleli arasında bir türlü paylaşılamıyor; sanki nimet azgınlığı denebilecek bir hal yaşanıyor. Kimimiz bu konuda pek bencilce ve pintice davranıyor, “Dinin mülkiyet hakkı bana ait, konu komşuya zırnık koklatmam” der gibi çok tuhaf refleksler sergiliyor. Kimimiz dinî konularda görüşlerini beğenmediği insanları hedef göstererek basbayağı nefret suçu işliyor. Kimimiz de, “Filan yerde din sapkınları toplanmış, oranın kapısına kilit vurun” diyerek muhbirlik yapıyor. Ne yazık ki bütün bunlar “Din elden gidiyor” gerekçesine bağlanarak dinî hamiyet namına yapılıyor. Sanki herkes ne kadar sıkı bir dindar olduğunu ispatlamak için birbiriyle yarışıyor. Bu zaviyeden bakıldığında din sanki karaborsaya düşmüş görünüyor, hepimize yetmez kaygısıyla kapış kapış gidiyor, adeta kapanın elinde kalıyor. Hal böyle olunca din en çok kavga konusu olarak gündeme geliyor. Din adına her gün yeni bir kavga patlak veriyor ve “Kavgada yumruk sayılmaz” eşiği de çoktan aşılmış görünüyor. Çünkü başta bel altı vuruş olmak üzere her türlü gayri nizami ve gayri ahlaki vuruş artık mubah sayılıyor.