Dinî düşünce alanında ‘laçkalaşmış’ bir
Günümüz Türkiye’sinde herhangi bir dinî meselenin konuşulup tartışılmasında karşımıza çıkan ve doğru olduğuna kesin inanılmış bir görüşün çoğu zaman makbullük referansı olarak kodlanan kavramların başında “gelenek” gelir.
Dinî alanda tartışmaya açılan her meselede “eski” olandan yana pozisyon alan ve “yeni” olan her şeyi modernlikle irtibatlandırarak basbayağı sapma (inhiraf) olarak tanımlayan pek çok kimse için gelenek denen şey “ezelî ve ebedî bilgelik” ya da “hikmet-i hâlide”dir. Bu anlayışta, geleneğin ve geleneksel kabulün bugünkü dünya ya da şimdiki zaman için gerçekten anlamlı bir şey ifade edip etmediği sorgulanmaksızın, son derece romantik bir yaklaşımla “gelenek” adeta fetişleştirilir.
Galiba önümüzdeki maçlara bakamayacağız
19 Haziran 2021 | 99 Okunma
İnsanlık ailesinin musibetle imtihanı
28 Mart 2020 | 677 Okunma
Bunca ilgi ve alakaya kayıtsız kalamazdı
22 Şubat 2020 | 1.988 Okunma
Kıymet ‘nedret’e, kıymetsizlik ‘vefret’e
15 Şubat 2020 | 626 Okunma
Karakter aşınması ve gözün vicdanı
08 Şubat 2020 | 448 Okunma
TÜM YAZILARI