Bizdenleştiremediklerimizden misiniz?
Dost meclislerinde birbirimizin dil yeteneklerini sınadığımız “Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” diye bir tekerleme gibi bir söylem/deyim vardır. Her ne kadar biz bunu...
Dost meclislerinde birbirimizin dil yeteneklerini sınadığımız “Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” diye bir tekerleme gibi bir söylem/deyim vardır. Her ne kadar biz bunu eğlence amaçlı kullansak da gerçek hayata uyguladığımızda hiç de hoş olmayan bir ötekileştirmeye maruz kalır insanlar.
Maalesef bugünlerde toplum hayatımızda yukarıda zikrettiğim tekerlemenin “Bizdenleştiremediklerimizden misiniz?” versiyonu kullanılıyor.
Toplum “biz” ve “siz” olarak iki parçaya bölünmüş durumda maalesef. Üstelik bunu yaparken “bizden” olanları her türlü hatalarına ve günahlarına rağmen sahipleniyoruz.
Çocukluğumda “aşağı mahalle”, “yukarı mahalle” ayrışması vardı ama bu genellikle futbol maçı yapacağımız zaman kullanırdı ve sadece maç ile sınırlı kalırdı. Ancak bugünkü kamplaşmalar maalesef çok derin travmalar meydana getiriyor toplum hayatımızda.
İşin en kötü olan tarafı ise yanlış tarafı yapan kim olursa olsun sorgusuz sualsiz sahiplenilmesi. Adeta “bizim yanlışımız yanlış değildir” mantalitesi hâkim maalesef.
Üstelik bu yanlışı dile getiren “biz”den birisi olsa bile hemen “linç” edilmeye çalışılıyor diyeceğim ama çalışılmıyor, ediliyor. Aykırı ve doğruları dile getiren sesler “aşağı mahalle”de de “yukarı mahalle”de de rağbet görmüyor.