Lozan üzerinden algı senaryoları 2.0
Egemenlik haklarımız elimizden alınır ama bu bize büyük bir zafer olarak yutturulur da farkında bile olmayız...
Bazı şeyler vardır, tarihi süreç içerisinde netlik kazanır, ne olduğu, ne olmadığı üzerinde bir fikir birliğine varılır ve genel bir kanaat oluşur. Lozan anlaşması bunlardan birisidir mesela.
Adeta bir teslim anlaşması olan Lozan, geçmişte olduğu gibi bugün de algı operasyonları ile adeta bir zafer olarak yutturulmaya çalışılıyor.
İmzalandığı tarihlerde algı operasyonlarının birincisi ile millete büyük bir zafer olarak anlatılan Lozan Anlaşması’nın üzerinden yıllar geçip daha demokratik ortamlar oluştukça ve bilgiye ulaşmanın önündeki engeller kalktıkça aslında bir hezimet anlaşması olduğu ortaya çıktı.
Düşünün, galip bir devlet olarak masada istenilen her şeyi hatta istenilmeyenleri de veriyorsunuz!
Aldıklarınız ise devede kulak misali. Ne savaş tazminatı alabiliyorsunuz ne de bir karış fazla toprak alabiliyorsunuz. Üstüne üstlük burnunuzun dibindeki toprak parçalarını da adeta altın tepside ikram ediyorsunuz.
Masada oturan İngilizlerin bile verilen tavizler karşısında hayretler içerisinde kaldığı ve bıyık altından gülerek dalga geçtikleri İsmet İnönü yurda döndüğünde algı oyunları ile millete bir kahraman olarak lanse edildi. O günün şartları içerisinde sonuç veren bu algı oyunları sayesinde İsmet İnönü ancak rüyalarında görebileceği makamlara geldi, devlet yönetti.