“O cami falanca tarikatın camisi” belası...
Bu yazının her bir kelimesini yazarken içim cız etti. Lakin bu gerçeklerle de yüzleşmek gerekiyor.
“Her nimet kendi nev’inden şükür ister” demiş büyüklerimiz. Şükrü yapılmayan nimet de elden alınırmış.
Korkarım kâğıt üzerindeki kazanç olarak hanemize yazdığımız nimetlerin şükrünü eda etmekten fersah fersah uzağız.
Rakamlara baktığımızda son 11 yılda biri 63 bin kişilik olmak üzere 8 bin 743 cami ibadete açılmış. 2002’de 450 olan İmam Hatip okulu sayısı 4 bini aşmış. Son 12 yıl öncesinde hayalini dahi kuramadığımız programlar televizyon kanallarında arzı endam ediyor.
İnsan bu rakamları görünce acayip derecede seviniyor. Şahsen benim gönlüme büyük bir huzur geliyor. Öyle ya bu camilerden yetişen cemaat, bu okullardan yetişen talebeler daha güzel bir toplumun oluşmasına vesile olacak.
Oysa rakamlar hiç de öyle söylemiyor.
Aynı süreçte fuhuş yüzde 790, çocuklara cinsel istismar yüzde 434, uyuşturucu bağımlılığı yüzde 678, yetişkinlere cinsel taciz yüzde 449 ve nihayet cinayet yüzde 261 artmış. Rüşvetler, nüfuz ticaretleri, adam kayırmalar (Nepotizm), liyakatsiz tayinler “Vaka-i Adiye” den sayılamaz olmuş!