Hayaller ve gerçekler
Turnuva öncesi 'Ne yaparız?' sorusuna, işte bu yüzden 'Keyfi - ni çıkaralım yeter' diyordum. O sırada 'çeyrek fi nal', 'yarı fi nal' demeyenin yüzüne bakmıyorlardı. Finalde rakibin kim olacağını merak...
Turnuva öncesi 'Ne yaparız?' sorusuna, işte bu yüzden 'Keyfi - ni çıkaralım yeter' diyordum. O sırada 'çeyrek fi nal', 'yarı fi nal' demeyenin yüzüne bakmıyorlardı. Finalde rakibin kim olacağını merak edeni bile vardı. İkinci maçın sonunda 'sıfır' puanımız var. Akordu bozuk müzik aleti gibiydi bizim çocuklar. Bir türlü ahenkli olamadık. Dahası burada olmanın mutluluğunu ne yaşadılar ne de yaşattılar!
Karşında en iyiler var. Onlara karşı oynamak harika. Öte yandan iyilere karşı oynamak, kazanma şansının daha sınırlı olduğu anlamına gelir. Bu durumda ne yaparsın? Anın tadını çıkarırsın. Ve bu durumu gelişmek, rakiplerinin seviyesine yükselmek için bir fırsat olarak değerlendirirsin.
Turnuvanın en genç takımını, uçağa bindirmeden önce konuşmamız gerekenler buydu. Biz ise çocuklardan önce, şişirilmiş beklentilerimizi bavula doldurup uğurladık. Beklentiyi arşa taşıdık. Görüyorsunuz. Finale gitmek için iyi futbolcular kadar, taktiksel olgunluk ve esnekliğe sahi