İtalya kalesi uzakta!
Maç başladığında 'Oh be!' dedim. Uzun zamandır heyecanla beklediğimiz turnuvaya ayak bastık sonunda. Hollandalı hakem devrenin bitiş düdüğünü çaldı. Bir 'Oh be!' daha çektim. Bu kadar baskı...
Maç başladığında 'Oh be!' dedim. Uzun zamandır heyecanla beklediğimiz turnuvaya ayak bastık sonunda. Hollandalı hakem devrenin bitiş düdüğünü çaldı. Bir 'Oh be!' daha çektim. Bu kadar baskı yediğimiz halde gol yemeden soyunma odasına gidebildiğimiz için. Hani kiralık ev ilanında -deniz manzaralı- yazar. Gider, eve bakar: 'Deniz nerde?' diye sorarsın ya. O hesap! İtalya kalesi, iki bina arasından üç kilometre ötede gözüken deniz kadar uzaktı bize. Tam, Cengiz'le uzakları yakın kılacağız derken, yedik.
Sonrası tatsız. Hakkını verelim, İtalyanlar iyi oynadı. Mancini bizi çok iyi analiz etmiş ve 27 maçtır neden yenilmez olduklarını göstererek kazandılar. Onların 1930'larda Pozzo'nun İtalyasının yenilmezlik rekorunu kırmalarına iki maç kaldı.
Grubun ve belki de turnuvanın en iyisine kaybettik. Fakat bunu bir rahatlama aracı olarak kullanmadan, diğer iki rakibe daha iyi hazırlanmamız gerektiği çok net ortada!