Mesele karakter mi!
İstanbul'da hava güzel, maç gündüz ve puan tablosundaki rakipleri puan kaybetmişken Kadıköy tribünlerinde sekiz bin taraftar varsa bu şu demektir: "Yönetime inanmıyorum!"Peki 'Futbolcuların hiç mi bunda sorumluluğu...
İstanbul'da hava güzel, maç gündüz ve puan tablosundaki rakipleri puan kaybetmişken Kadıköy tribünlerinde sekiz bin taraftar varsa bu şu demektir: "Yönetime inanmıyorum!"
Peki 'Futbolcuların hiç mi bunda sorumluluğu yok?' diyorsanız, bu futbolcuları her sene başka bir sisteme inanan hoca ile çalıştıran da transferlerde hocalardan önce kendi bildiklerini okuyanlar da bu yönetimdir.
Dün maçtan önce Salih Uçan "Takım olarak toplandık ve konuştuk" dedi. Dirk Advocaat, "Bugün uzun zamandır oynamayan oyuncular bu takımda olmayı hak ettiklerini göstermeli" dedi. İş futbolcunun karakterine bırakılıp, yalnızlaştırılmışsa sahada bu futbolun olmasından daha doğal ne olabilir?
Sorumlulukla omuzlarına küfe yükleyip çıkartılmış gibiydi futbolcular.
İnanıp çıksa tribündeki sekiz bin taraftarı görünce inancı da uçup gitmiştir. Tribünleri bu görüntüdeyken futbolcuları şampiyonluğa oynayabilir mi?
Dün tatlı kış güneşinin vurduğu çim üzerinde top benden çıksın pasları ve bireysel çaba ile didinmeye çalışan futbolcular yine de en masumlardı.