Size ne anlatayım
Abdullah Avcı şu sıralar Türkiye'nin en mutlu adamı olması gerekirken, Ankara'da yaşlı gözlerle futbolu konuşmanın anlamsızlığını anlatıyordu. Gençlerbirliği deplasmanından İstanbul'a...
Abdullah Avcı şu sıralar Türkiye'nin en mutlu adamı olması gerekirken, Ankara'da yaşlı gözlerle futbolu konuşmanın anlamsızlığını anlatıyordu.
Gençlerbirliği deplasmanından İstanbul'a dönmek üzere havalimanındayken yüreğimizi yakan hain saldırının haberini almıştık.
Şehit haberi yoktu ama haberler karanlıktı. "Futbolun birleştirici ruhu ortaya çıkmalı" dedi Abdullah Hoca.
Bu kara günleri atlatmazdı böyle yapınca belki ama farklı renklere gönül versek de söz konusu vatan olduğunda "bir" olduğumuzu hatırlardık.
Hoca haklıydı. Şu gün futbolun taktiğini yazmanın, çizmenin, konuşmanın nasıl bir anlamı olabilir.
Atılan gole sevinmenin ya da kaçan gole üzülmenin, evladını kaybeden ana-babanın duyduğu acıyı kalbimizde hissederken ne önemi var?
Galatasaray'ın oyunu koparamayışını, hocasız geldiği deplasmanda kazanmayı uman Gaziantep yönetimini mi yazayım size?
Galatasaray maçından futbol adına size hiçbir şey anlatamam.
Selçuk İnan'ın çevik kuvvet polisine sarılıp taraftarın önüne getirdiği an Lig TV kamerasına yansıyan gözyaşlarını tutamayan kadın anlatır size her şeyi.
Teröre kurban giden çocuklara, kendi evladı gibi üzülen kadını (kadınları) görünce anlarsın belki kenetlenmen gerektiğini.
Karanlığın içinde bir aydınlık belirecekse, hemen yarına unutmamak kaydıyla vatan evlatlarına birlikte gözyaşı döküp o bilinçle yaşaman gerektiğini zihnine kazırsın belki!
Tek başına çaresiz hissederken, birlikte olduğunda ayağa kalkacağını görürsün.
Futbol böyle günlerde sadece bunu gösterir. Dün de Galatasaraylı ve Gaziantepli futbolcular çıkış tünelinde göründükleri andan itibaren verdikleri mesajla bunu fazlasıyla yaşattılar. Helal olsun!..