Veda!
Atletico karşısındaki Galatasaray on biri yenelim diye değil, yenilmeyelim diye kurulmuştu. Defans dörtlünüzü dört stoperden kurabilirsiniz. Sağ bekinizi sağ açık da yapabilirsiniz. Bu oyuncuları tercih edip, kazanmaya da...
Atletico karşısındaki Galatasaray on biri yenelim diye değil, yenilmeyelim diye kurulmuştu. Defans dörtlünüzü dört stoperden kurabilirsiniz. Sağ bekinizi sağ açık da yapabilirsiniz. Bu oyuncuları tercih edip, kazanmaya da oynayabilirsiniz. Ancak bunun için bir hücum planı gerekir.
Dün gece daha ilk topta Galatasaraylı oyuncuların niyeti belli oldu. Ayaklarındaki topu ileri doğru gelişi güzel vurup topun arkasına geçtiler. Ben hücum etmeyeceğim. Sadece savunacağım. Gol yemezsem berabere kalırım. Buna karşın bir de atarsam… Harika olur, dediler. Bolca şansa bırakılmış bir anlayıştı!..
O şans Sneijder ile maçın erken dakikalarında geldi de, ama o pozisyon gol olsa bile bu anlayışla bir gün kadar uzun gelecek doksan dakika olacağı belliydi.
Günümüz futbolunda “komkapkt” kelimesini sık duyar oldunuz. Maç öncesi Tafaarel de kullandı. Kelime anlamında olduğu gibi sahada on oyuncunuzun “az hacimli” olmasını tarif eder. Birbirine yakın oynamayı amaçlarsınız. Boyuna 20-25, enine 30-35 metrede tüm takımı dizmek makbulü.dür Ancak bu az yer kaplayan takımı saha içinde bir de dolaştırmanız gerekir.
Dünkü oyun, kompakt oyunun tanımı olamaz. Olsa olsa kendi kalene yakın oynamaktır.
Üstelik bunu maç içindeki Atletico baskısı değil, maç öncesi Atletico’nun muhtemel baskısı doğurdu. Belli ki, Atletico baskılı oynar, o zaman biz geri çekilelim. Böyle düşünülmüş.
Galatasaray ceza sahasında dört savunma oyuncusu, onlar yetmezmiş gibi iki orta saha merkezi oyuncuları, hücumcular da bu oyunculardan en fazla 10 metre uzaklıkta. Bu bir duran top savunmasında değil, açık oyunda ortaya çıkan wgalatasaray savunma manzarasıydı.
Kanat oyuncuları (Yasin-Olcan) savunmayı düşünmekten hücum edemedi. Sabri Lizbon’da da hücumun sağ kanadında maça başlamıştı. Dün gece de.