Villanın bahçesi!
Otuz altı villanın olduğu bir site düşünün. Villalar dışında kalan yeşil alan, ortak kullanım alanı. Bir villa sahibi çıkıp herkesin ortak olduğu yeşil alanı ağaçlarla çevreleyip...
Otuz altı villanın olduğu bir site düşünün. Villalar dışında kalan yeşil alan, ortak kullanım alanı. Bir villa sahibi çıkıp herkesin ortak olduğu yeşil alanı ağaçlarla çevreleyip kendi sınırını çiziyor. Keyfi! Böyle bir şey yapamazsınız diyen komşularına da “Yapmamam için bir kural mı var” cevabını veriyor.
Ülkenin milli takımının neden bu hücum hattı ile çıktığını bu olaydan bağımsız düşünebilir misiniz?
Bir planın parçası mıydı? Cevabı siz verin.
Fatih Terim’in çıkardığı kadroların hiçbirinin kağıt üzerinde sorunu yok. Hepsi güzel duruyor. Fiyakalı. Tıpkı ortak kullanım alanını çevreleyen ev sahibine çizdiği sınırın kendine normal görünmesi gibi. Maç öncesi kadro sadece dışardan bakabilene garip geliyor. Maçlar da o garipliği pratiğe döküyor. Üç maçtır yaşadığımız bu.
Hırvatistan’a üçlü savunma oynadık, Ukrayna’ya iki forvetli 4-4-2 ile çıktık, dün de forvetsiz bir diziliş ile çıktık.
Dün İzlandalı oyuncular yüzlerce kez oynadığı, bildiği ve hatta ezberlediği planla sahadaydı. Kuralları belirlenmiş oyunlarını oynadılar.
Yenilselerdi ne olurdu? Hiçbirşey! Nasıl yenildiklerini bilerek kaybedeceklerdi. Bir sonraki maç aynısını oynayıp, bir önceki maç yaptıkları hatayı tekrarlamadan kazanmaya çalışacaklardı. Sürprizi olmayan bir oyunla yollarına devam edeceklerdi.
Biz ise daha bir maç önce ne yaptığımızı anlamadan, bir sonraki maç yeni bir şey deniyoruz.