İyi İklim İyi İnsan
İyi insan iyi iklimde yetişir. Tersi mümkün müdür? Mümkündür ama istisnadır. Mesele; evde, okulda ve ülkede iyi bir iklim oluşturmak, bu iklimi korumak ve geliştirmektir. İklim iyi olursa istenen insan tipi kendiliğinden...
İyi insan iyi iklimde yetişir. Tersi mümkün müdür? Mümkündür ama istisnadır. Mesele; evde, okulda ve ülkede iyi bir iklim oluşturmak, bu iklimi korumak ve geliştirmektir. İklim iyi olursa istenen insan tipi kendiliğinden yetişecektir.
İklim oluşturmak çok boyutlu düşünmek ve her boyutu hesaba katmaktır. Bakış açımızı genişletmekten başka çaremiz yok. Hazırlık yapacağız. Uyanık ve seçici olacağız. Sorgulayacağız. Kontrol edeceğiz. Çocuklarımıza içirdiğimiz suyu, onların soluduğu havayı, üstünde gezdiği toprağı, öğretmenlerini, arkadaşlarını, televizyonu, telefonu, kendimizi ve her şeyi hesaba katacağız.
Fiziki imkanları kusursuz bir eğitim kurumunun başarılı olacağının garantisi var mıdır? Yoktur. Peki, temizlik için yeterince çalışan istihdam edemeyen, kışın iyi ısıtılmayan bir okulun öğrencilerinden sürdürülebilir bir başarı beklenir mi? Beklenmez… Eğitim; boya-badana, tadilat-tamirat, kalorifer kazanı, akıllı tahta, tablet işi değil, ama bunlar olmadan belli standartlarda eğitim yapamayacağımızı da akılda tutmalıyız. Kaliteli nesil yetiştirmek için çok paraya ihtiyaç yoktur ama altyapısız ve beş parasız bir ülke kaliteli bir nesil yetiştiremez.
Anne ve babalar eğitim ikliminde toprağı temsil eder. Çocuğu bağrında saklar. Olduğu gibi topluma sunar. Çocuk büyüdükçe onlardan uzaklaşır. Öğretmenine ve eğitim kurumuna gelir. Öğretmenler ve eğitim kurumları ise bahçıvan rolünü oynarlar. Öğrenciyi budarlar ve yönlendirirler. Ne topraksız yaşar insan fidanı ne de bahçıvansız. Yüksek kalite ise iyi bahçıvan, iyi toprak ve iyi fidan yan yana geldiğinde ortaya çıkar.
Hatta bir noktadan sonra iyi bahçıvan, iyi toprak da yetmez. Güneşin, yağmurun, rüzgârın, nemin, yabani ve evcil hayvanların ve böceklerin de bir ağacın yetişmesine olumlu ve olumsuz etkileri vardır. Bir fidan bazen susuzluktan kurur, bazen rüzgâra dayanamaz kırılır, bazen bütün yaprakları bir keçi tarafından yenir ve bazen de içten kurtçukların saldırısına maruz kalır. Demem o ki gençlerin başında çok sorun var. Ekonomik, psikolojik, ideolojik bir sürü sıkıntı… Hepsine karşı ayrı kişilerin ayrı önlemler alması gerekli.
İstanbul’da aklımıza gelmez ama Şanlıurfa’da öğretmenlik yaparken okula kan davasından dolayı devamsızlık yapan bir öğrencim vardı. Böyle bir okulda öğretmen, idare veya veli ne yapabilir? Demek ki iş okul ve aile arasındaki sıkı iş birliği ile bile bitmiyor. Ülkenin genel güvenlik seviyesi de önemli. İstanbul’da bir ilçe emniyet müdürlüğünde bir okul müdürümüz emniyet müdürümüze derdini anlatırken şahit oldum. Velileri tarafından iki kere darp edilmiş. Şikayetçi ol dedik, olmadı. Olmadı ama bu ortamda daha ne kadar dayanabileceğini bilemiyorum.